Temmuz Ayında Sanat’ın Sürdürülebilir Rotaları- Türkiye-ABD-İtalya-Fransa-İngiltere
BiModaHayat
4 Tem
8 dakikada okunur
Sanat, bir kaçış unsuru sunar.Bazen kesinlikle ihtiyaç duyulan, hoş karşılanan bir dikkat dağıtıcı. Bazen ise dünyayı tüm çıplaklığıyla anlamanın, anlamlandırmanın yolu. Yazın zirvesine doğru ilerlerken, bedenlerimiz güneşin ısısıyla, zihinlerimiz ise gündemin karmaşasıyla dolup taşarken; sanat bize alternatif bir nefes aralığı sunuyor.
Bu Temmuz, yalnızca görsel bir deneyim vadetmekle kalmayan; aynı zamanda doğaya, çevreye ve sürdürülebilirliğe dair derin sorular sorduran sergilerle dolu. Betonla sarılmış şehirlerin ortasında bir yaprağın kıvrımı, bozkırın tonları, yosunla kaplı taşlar veya endüstriyel bir görüntünün yarattığı ekolojik çelişki… Sanatçılar bu yaz bizleri hem doğanın özüne hem de insanın sorumluluğuna davet ediyor.
İstanbul’dan Edinburgh’a, New York’tan Londra sokaklarına uzanan bu yaratıcı rotalar, iklim krizine yanıt ararken güzellikten ve anlamdan da ödün vermiyor. Belki bir bitki ressamının sabırlı fırça darbelerinde, belki devasa kamusal heykellerin gölgesinde, belki de dijital bir vizyonun içinden geçerken… bu yaz sürdürülebilir sanatla kurduğumuz bağ, yalnızca bugüne değil, geleceğe de iz bırakacak.
Yolculuğunuz başlasın: İşte Temmuz ayında mutlaka görülmesi gereken, çevresel duyarlılıkla şekillenmiş sanat sergileri.
Türkiye
Akbank 43. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi @ Akbank Sanat
Akbank Sanat, İstanbul – 30 Mayıs – 31 Temmuz 2025
Türkiye çağdaş sanatının genç yeteneklerini keşfetmek isteyenler için güçlü bir durak olan bu sergi, her yıl olduğu gibi bu yaz da yenilikçi ve çok katmanlı işleri bir araya getiriyor. 43. edisyonunda doğa, çevre ve sürdürülebilirlik gibi güncel meseleler kimi sanatçıların üretimlerinde ön plana çıkarken; serginin genel ruhu, bireysel ifade ile toplumsal meseleler arasındaki ince çizgide geziniyor. Farklı teknik ve malzeme kullanımlarıyla şekillenen bu seçki, gelecek kuşakların sanata nasıl baktığını ve dünyayı nasıl okuduğunu anlamak için ideal bir alan.
İstanbul – Rehberli tur: 2 Temmuz 2025’ten itibaren
İstanbul’un katmanlı kültürel belleğini gün yüzüne çıkaran “Sergi Rotası”, Meşher’in ev sahipliğinde tarih, mimari ve sanat arasında düşünsel bir yürüyüş sunuyor. Sergi, doğrudan sürdürülebilirlik teması taşımasa da, kentsel bilinç ve koruma kavramlarına dikkat çekerek şehirle kurduğumuz ilişkiyi sorgulamaya açıyor. 2 Temmuz’da rehberli turlarla başlayan etkinlik, izleyiciyi İstanbul’un geçmişten bugüne süregelen kültürel dönüşümünü hem belgeler hem de sanatsal anlatılar eşliğinde deneyimlemeye davet ediyor.
“Ege’den Taşan Renkler” – Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi
İzmir – 4 Temmuz – 31 Temmuz 2025
Ege ruhunu tuvale taşıyan bu sergi, bölgenin özgün doğasını, sıcak renklerini ve yerel kültürünü sanat aracılığıyla kutluyor. “Ege’den Taşan Renkler”, sürdürülebilirlik kavramını doğrudan işlemese de; yerel üretime, kültürel çeşitliliğe ve bölgesel estetik anlayışına odaklanarak ekolojik farkındalıkla örtüşen bir anlatı sunuyor. İzmirli sanatçılardan oluşan seçki, coğrafyanın kendine özgü hafızasını koruma çabasını duyumsatan bir sadelik ve samimiyet taşıyor.
Anatolian Plant Legacy
Türkiye Pavyonu, Venedik Bienali – Şubat 2025’ten itibaren (devam ediyor)
Anadolu’nun zengin bitki örtüsünü sanatsal bir mirasa dönüştüren “Anatolian Plant Legacy”, bitki ressamlarının hassas ve bilimsel çizimlerinden oluşan benzersiz bir seçki sunuyor. Sergi, yalnızca estetik bir deneyim değil; aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik güçlü bir çağrı niteliğinde. Anadolu’nun endemik türleri, tehdit altındaki habitatları ve doğanın kırılgan yapısı, sanat aracılığıyla görünür ve hissedilir kılınıyor.
Borusan Contemporary, İstanbul – 17 Ağustos 2025’e kadar
Amerikalı multidisipliner sanatçı Doug Aitken’in “İçimdeki Şehir” sergisi, modern yaşamın kent dokusu, dijital izolasyon ve sürdürülebilirlik tartışmalarını çarpıcı bir biçimde sorguluyor. Video enstalasyonlar, ses yerleştirmeleri ve dijital imgeler aracılığıyla, izleyiciyi kentsel bir bilinçaltı yolculuğa çıkarıyor. Aitken’in eserleri; teknolojiyle iç içe geçmiş, ancak doğadan uzaklaşmış bir dünyada yeniden denge arayışını görselleştiriyor.
Önerilen Zamanlama
Temmuz ortası: Anadolu bitki mirasını konu alan sergiyi görmek için Botanical Art’e öncelik verin.
Yaz boyunca: Borusan’ın “İçimdeki Şehir” sergisi, kent ve dijital tema üzerinden çevre algısını tetikliyor.
Temmuz sonu: Akbank’ın genç sanatçı sergisi, doğa-çevre temalı işleri keşfetmek için uygun.
İzmir’deyseniz: AASSM’deki Ege renkleri sergisiyle kültürel çeşitliliği deneyimleyin.
ABD - New York
Edward Burtynsky – “The Great Acceleration”
International Center of Photography (ICP), New York – 28 Eylül 2025’e kadar
Fotoğraf sanatının en güçlü çevre anlatıcılarından Edward Burtynsky, “The Great Acceleration” sergisinde insanın doğaya müdahalesinin epik izlerini gözler önüne seriyor. Maden ocakları, baraj inşaatları ve genişleyen endüstriyel alanlar; Burtynsky’nin objektifinden büyüleyici ama rahatsız edici kompozisyonlara dönüşüyor. Güzellik ile yıkım arasındaki bu görsel gerilim, izleyiciyi iklim krizinin görsel tanıklığına davet ediyor.
Sapar Contemporary, NYC – 30 Mayıs – 7 Temmuz 2025
Endonezyalı sanatçı Agus Putu Suyadnya’nın doğa ile insan arasındaki simbiyotik ilişkiyi merkeze alan bu sergisi, yeşil tonlara, ütopyaya ve dinginliğe açılan bir pencere niteliğinde. Bitkisel motifler, hayali peyzajlar ve yumuşak renklerle örülü eserler, sürdürülebilir bir geleceğin hayalini kurarken izleyicilere ferahlatıcı bir atmosfer sunuyor. “Symbiotic Utopia”, şehir temposundan bir anlığına kopup doğaya dönmenin estetik karşılığını arıyor.
Art for a Healthy Planet 2025 / Creative Climate Awards
NYC genelinde kamusal alanlar – Temmuz etkinlikleri süresince
Sanatın toplumla buluştuğu yer tam da burası: parklar, meydanlar ve sokaklar. “Art for a Healthy Planet 2025” kapsamında düzenlenen Creative Climate Awards, iklim krizine karşı farkındalık yaratmayı hedefleyen interaktif performanslar, kamusal enstalasyonlar ve kısa film gösterimleriyle Temmuz ayında New York’u bir açık hava galerisinde dönüştürüyor. Etkinlikler yalnızca izlenmiyor, birlikte düşünmeye ve harekete geçmeye çağırıyor.
School of Visual Arts (SVA), Manhattan – Temmuz ayı boyunca
New York’un en önemli sanat okullarından biri olan SVA, Temmuz boyunca sürdürülebilirlik ekseninde üretilmiş genç sanatçı işlerine ev sahipliği yapıyor. Dijital medya, fotoğraf, video ve yerleştirmeler aracılığıyla iklim, kimlik ve doğal kaynaklar gibi konular yaratıcı biçimlerde sorgulanıyor. Bu sergi dizisi, yeni kuşağın çevresel duyarlılıkla harmanlanmış estetik yaklaşımını yakından görmek isteyenler için ilham verici bir alan açıyor.
Museum of Modern Art (MoMA), Manhattan – Yaz boyunca
MoMA, yaz boyunca sürdürülebilirlik teması etrafında şekillenen çeşitli sergi ve etkinliklerle ziyaretçilerini karşılıyor. Özellikle “Pirouette: Turning Points in Design” sergisi, çevreye duyarlı tasarım anlayışının tarihsel ve çağdaş örneklerine ışık tutuyor. Performanslar, atölyeler ve konuşmalarla desteklenen bu çevresel yaklaşım, MoMA’nın sürdürülebilir gelecek vizyonunun sanata nasıl yansıdığını somutlaştırıyor.
· Erken Temmuz: Suyadnya’nın “Symbiotic Utopia”sını kaçırmayın (7 Temmuz’da sona eriyor).
· 7 Temmuz sonrası: ICP’de Burtynsky’yi görmek ve CCA kapsamında kamusal etkinlikleri takip etmek için ideal.
· Tüm ay boyunca: SVA ve MoMA’daki sürdürülebilirlikle alakalı daha küçük çaplı ama ilgi çekici etkinlikleri kaçırmayın.
İngiltere
Manifesto for Sustainable Experimentation
Beaconsfield Gallery, Londra – 21 Mayıs – 9 Ağustos 2025
Bu çok katmanlı sergi, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir dönüşüm olarak ele alıyor. Ecofeminist ve queer sanatçıların katkılarıyla şekillenen işler; performanslardan atölyelere, enstalasyonlardan metinlere kadar geniş bir yelpazede, sanat üretiminin ekolojik ve etik sınırlarını sorguluyor. Ziyaretçiyi yalnızca izleyici değil, düşünsel bir katılımcı olarak konumlandıran bu sergi, alternatif üretim biçimlerine dair kolektif bir manifesto niteliği taşıyor.
“More Than Human”, insan merkezli düşünme biçiminden uzaklaşarak, doğayla birlikte tasarım yapmanın yollarını araştırıyor. Deniz yosunundan yapılmış tekstiller, biyomimetik yapılar ve doğayla simbiyotik yaşam örnekleri, sürdürülebilirliğin yalnızca malzeme değil, zihniyet değişimiyle mümkün olabileceğini vurguluyor. Tasarımın doğayla iş birliği içinde şekillendiği bu sergi, iklim krizi çağında umut veren çözümleriyle ilham verici.
Sculpture in the City 2025 -New Art Comes To The Square Mile
City of London sokakları – 15 Temmuz 2025 – Yaz 2026
Londra’nın kalbinde gerçekleşen bu açık hava heykel sergisi, doğa ve kent arasındaki gerilimi sanatla görünür kılıyor. Ai Weiwei’nin güçlü demir ağacı, Jane & Louise Wilson’ın DNA’yı yorumlayan çalışması gibi büyük ölçekli yapıtlar, beton ve camın egemenliğindeki kentsel manzaraya doğanın izlerini taşıyor. Kentin günlük akışına sızan bu eserler, kamusal alanın iklim kriziyle mücadelede nasıl dönüştürülebileceğine dair sanatsal sorular yöneltiyor.
Emily Kam Kngwarray
Tate Modern, Londra – 10 Temmuz 2025 – 11 Ocak 2026
Avustralya’nın en önemli yerli sanatçılarından Emily Kam Kngwarray, bu büyük retrospektif sergide toprağa duyduğu derin bağ üzerinden çevresel ve kimliksel anlatılar kuruyor. Soyut ama köklerine sıkı sıkıya bağlı resimleri; yerli bilgi sistemlerini, spiritüel doğa bağlantılarını ve sürdürülebilir yaşam pratiklerini yüceltiyor. Sergi, hem görsel bir şölen hem de Batılı doğa algısına alternatif bir bakış sunuyor.
Royal Scottish Academy, Edinburgh – 26 Temmuz – 2 Kasım 2025
Doğanın kendisini hem araç hem sahne olarak kullanan Andy Goldsworthy’nin 50 yıllık üretimini bir araya getiren bu sergi, doğa merkezli sanatın evrimini sunuyor. Yapraklar, taşlar, buzlar ve toprakla şekillenen eserler, doğanın döngüsel yapısını ve insanla olan ilişkisini zarif bir şekilde yansıtıyor. İskoçya kıyılarından gelen etkiyle harmanlanan işler, çevreye zarar vermeden sanat üretmenin mümkünlüğünü ispatlıyor.
Geleneksel İskoç tarım bitkilerini odağına alan bu botanik sanat sergisi, biyoçeşitliliğin kültürel ve tarihsel boyutlarını öne çıkarıyor. Yavaş sanat yaklaşımıyla üretilmiş illüstrasyonlar, ekolojik tarımın görsel arşivine dönüşüyor. Sanat, bilim ve yerel hafıza arasında köprü kuran “Botanica Scotia”, tarımı yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, kültürel bir süreklilik alanı olarak yorumluyor.
The Herds
Soho ve Covent Garden, Londra – 29 Haziran – 2 Temmuz civarı
“The Herds”, büyük boyutlu kukla hayvanlar eşliğinde gerçekleşen dramatik bir açık hava performansı. Kutup’tan tropik ormanlara uzanan ekosistemleri temsil eden bu görsel şölen, iklim göçlerinin sembolik bir anlatımı. Hem çocuklara hem yetişkinlere hitap eden bu hareketli gösteri, hem eğlenceli hem düşündürücü; kaybolan habitatlara ve insan etkisiyle yerinden edilen türlere güçlü bir farkındalık sunuyor.
Zamanlama ve Öneriler
· Erken Temmuz:More Than Human ve Emily Kam Kngwarray ile başla.
· 15 Temmuz sonrası: Sculpture in the City yürüyüşünü planla.
· Temmuz ortası: Edinburgh’a geçip Andy Goldsworthy’yi ve Botanica Scotia’yı keşfet.
· Son olarak, manifestolarla yüklü kavramsal sanat için Beaconsfield Gallery’ye uğramayı unutma.
Fransa
MERS ET MYSTÈRES – Laurent Ballesta
Yer: Musée de la Photographie Charles Nègre, Nice – 5 Temmuz–28 Eylül 2025
Denizlerin derinliklerine inen bu büyüleyici fotoğraf serisi, okyanus ekosistemlerinin gizli güzelliklerini ve kırılganlığını gözler önüne seriyor. Laurent Ballesta’nın yaşamla dolu ama tehlike altındaki sualtı dünyasını belgeleyen kareleri, izleyiciyi hem keşfe hem korunmaya çağırıyor .
🔹 Becoming Ocean – Biennale des Arts et de l’Océan
Yer: Villa Arson, Nice – 8 Temmuz–24 Ağustos 2025
Okyanus temalı bu grup sergisi, sanatı toplumsal, ekolojik ve politik bir söylem aracı haline getiriyor. Yirmiden fazla uluslararası sanatçı, denizlerin krizi, kimliklerin suya tanıklığı ve ekosistem değişimleri gibi konuları derinlemesine ele alıyor. Sanat aracılığıyla okyanusla yeniden bağ kurmayı hedefleyen bu sergi, dünyayı sular üzerinden düşünmeye davet ediyor .
Kentin sokaklarını açık hava sanat galerisine çeviren bu bienal, işaretli rotalarında 50’ye yakın çağdaş enstelasyonla ziyaretçileri yeşil hat boyunca bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Sanat ve doğanın harmanlandığı bu etkinlik, kent insanı ile doğal çevre arasında duygusal ve fiziksel bir bağ kurmayı amaçlıyor .
🔹 Grandeur Nature II
Yer: Château de Fontainebleau bahçeleri – 25 Mayıs–21 Eylül 2025
Ormanla çevrili Versailles benzeri bu mekân, çağdaş heykellerle dolup taşan bir açık hava alanına dönüşmüş durumda. Eserler, doğanın içinde geri dönüşüm, yerel sanat malzemeleri ve ekolojik üretim süreçleriyle üretilmiş. Hem sergi hem doğa deneyimi yaşatan bu sergi, sürdürülebilir sanatın açık hava ayağı olarak dikkat çekiyor .
Yer: Pirelli Hangar Bicocca, Milano — 27 Temmuz’a kadar
Japon sanatçı Yanagi’nin “Icarus” yerleştirmesi, uluslara ait bayrakları sanayi alanında yeniden yorumlayarak insan kibri, teknoloji ve küreselleşme temalarını masaya yatırıyor. Büyük ölçekli ironik yapıt, doğa ile endüstrinin gerilimini duyusal bir deneyimle sunuyor.
Yer: Pirelli Hangar Bicocca, Milano — 20 Temmuz’a kadar
Ses enstalasyonları ve performanslarla şekillenen bu sergi, yeni teknolojiler aracılığıyla kimlik ve doğa arasındaki ilişkiyi sorguluyor. Atoui'nin çalışmaları, çevrenin duyularla yeniden keşfinin altını çiziyor; teknolojinin doğayla harmanlandığı bir estetik sunuyor.
UNESCO ve ESA destekli bu özgün kamusal sergi, uydu görüntüleri ve artırılmış gerçeklik ile denizlerin sıcaklık, tuzluluk, deniz seviyesi gibi küresel göstergelerini yaklaşılabilir kılıyor. Sanat, iklim bilimle buluşuyor; deniz ekosistemleri sembolik görselliklerle yorumlanıyor ve izleyiciyi bilinçli yaşam seçimine teşvik ediyor.
Bu sergiler, İtalya’da sanatla doğanın, teknolojinin ve toplumun nasıl iç içe geçeceği üzerine farklı kapılar aralıyor. Milanoya yakınsan, HangarBicocca mutlaka görülmeli. Rimini’de ise ECCA2025 ile kamusal sanat üzerinden iklim gerçeğine dokunabilirsiniz.
Alessandro Michele, Valentino SS26 ilk koleksiyonu “Fireflies” ile bu soruya cesur bir cevap veriyor:
Evet, karanlığın içinde bile ışık vardır — ve bu ışıltı, estetik bir metafor olarak moda sahnesinde yeniden doğabilir.
Geri dönüşüm, kullanılmış ya da atık hale gelmiş malzemelerin yeniden işlenerek üretim döngüsüne kazandırılması sürecidir.
Amaç sadece atıkları azaltmak değil; aynı zamanda doğal kaynakları korumak, enerji tüketimini azaltmak ve karbon ayak izini küçültmektir.
Yorumlar