top of page

İade, Tüketici için “Ücretsiz” Görünebilir Ancak Gezegen için Asla Öyle Değil

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 21 saat önce
  • 3 dakikada okunur

Bir ürün kapıdan içeri girip sonra geri döndüğünde, hikâye iki kez yazılıyor. İki kez taşıma, çoğu zaman yeniden paketleme, tekrar depoya alma, kontrol/temizleme, yeniden etiketleme…


İade Tüketici için “Ücretsiz” Görünebilir Ancak Gezegen için Asla Öyle Değil
İade Tüketici için “Ücretsiz” Görünebilir Ancak Gezegen için Asla Öyle Değil

Ve hızlı modanın düşük birim maliyeti düşünüldüğünde bu süreç, markalar için çoğu zaman ürünü yeniden satmaktan daha pahalıya geliyor.


Sonuç? Bir kısmı yeniden satışa dönse de, hatırı sayılır miktar ürün “iade” etiketinin ardından sistemin dışına düşüyor: indirime giriyor, toptan elden çıkıyor ya da atık akışına karışıyor.


E-ticaretin konforu bu döngüyü daha da hızlandırdı. Birkaç beden/renk “nasıl durduğunu görmek” için sepete ekleniyor, deneme kabini ev oluyor, kargocu da mağaza görevlisi. “Şimdi al sonra öde” sistemleri ise bu davranışı daha da normalleştiriyor. Ödemeden önce dene, olmazsa geri gönder mantığı derinleşiyor. Böylece kıyafet, bir yatırım ya da uzun vadeli bir seçim olmaktan çıkıp “nasıl olsa geri yollarım” hissiyle tek kullanımlık bir şeye dönüşebiliyor.


İade Tüketici için “Ücretsiz” Görünebilir Ancak Gezegen için Asla Öyle Değil

Ama burada ince bir çelişki var: İade ücretli olsa dürtü alışverişi azalır gibi görünüyor; öte yandan birçok marka, insanların internetten güvenle karar verebilmesi için hâlâ yeterli bilgi sunmuyor. Ürüne özel ölçüler, kumaşın esneme davranışı, kalıp notu, farklı bedenlerde duruş, gün ışığı fotoğrafı… Bunlar yoksa “görmeden almak” zaten küçük bir kumar. Üstelik beden standardı her markada başka bir dil konuşuyor. Beden rehberleri genel, ürün sayfaları çoğu zaman “vibe” veriyor ama karar verdirmiyor.


ree

  • Birleşik Krallık’ta müşteriler her yıl çevrimiçi alışverişlerinin £7 milyarlık kısmını iade ediyor; internetten satın alınan tüm kıyafetlerin beşte birinden fazlası geri gönderiliyor.

  • Ters lojistik şirketi Optoro’ya göre, ABD’de 2020’de (sıfır/hiç kullanılmamış ürünler dahil) 2,6 milyon ton iade çöplüğe gitti ve çevrimiçi iadeler 16 milyon ton CO₂ emisyonu yarattı. Bu da bir yıl boyunca 3,5 milyon aracın emisyonuna eşdeğer.

  • Birleşik Krallık’ta iade süreci 2022’de 750.000 ton CO₂ emisyonu üretti ve tahmini 23 milyon giysi çöplüğe gönderildi veya yakıldı.

  • Okyanuslara salınan birincil mikroplastiklerin yaklaşık %35’i, sentetik tekstillerin yıkanmasından kaynaklandı.(3)

  • İnsan plasentalarında mikroplastik parçacıklar tespit edildi.(4)

  • Kumaşına göre değişmekle birlikte, ev tipi çamaşırda, tek bir yıkamada yüz binlerce lif/mikro-lif çevreye karışabiliyor.(5)

  • 2021’de küresel plastik üretimi “390 milyon tonun üzerine” çıktı (yaklaşık 390,7 milyon ton).(6)

  • OECD’ye göre 2019’da plastik atığın sadece %9’u (kayıplar dahil) geri dönüştürülebildi.(7)

  • Dünyanın en derin deniz ekosistemlerinde yaşayan amphipod (kabuklu) türlerinde mikroplastik/sentetik parçacık yutumu raporlandı.(8)

  • ABD’de kişi başı yıllık tekstil atığı ortalaması (giysi + ayakkabı + ev tekstili vb.) 2018’de yaklaşık 47 kg(9)

  • 2024 yılında küresel plastik üretimi yaklaşık 430,9 milyon ton civarında kaydedildi(10)

  • 2025 yılı verileri henüz netleşmese de üretim baz değerinin 450 milyon ton civarında olduğu aktarılıyor (11)

  • 2025 yılı tüketim değerini ise 450–516 milyon ton civarında kapatacağımız aktarılıyor (12)

 

ree

ree

ree
ree

Bu döngüyü yavaşlatmak için iki tarafta da net bir sorumluluk var:


Markalar için;

Daha iyi ürün sayfası = daha az iade. Ürüne özel ölçü tablosu, “bu ürün dar/rahat kalıptır” notu, beden karşılaştırma (modelin boyu-kilosu giydiği beden), yüksek çözünürlüklü ve gerçeğe yakın foto/video, kumaş içerik ve bakımın dürüst anlatımı, kaliteyi yükseltme… Bunların hepsi iade ihtiyacını azaltır.


Biz tüketiciler için ise;

Sepeti “deneme odası” gibi kullanmayı bırakmak, alışverişi hız yerine niyetle yapmak, bir ürünü “anlık heves” değil “dolapta en az 30 kez giyer miyim?” sorusuyla tartmak.


Ve yeni bir yıla girerken küçük bir hatırlatma:Sevdiklerimizi mutlu etmek için aldığımız her hediyede bir saniye duralım.

·         Buna gerçekten ihtiyacı var mı?

·         Bu hediyeyi üç ay sonra hâlâ severek kullanacak mı?

·         Beden/kalıp belirsizse, daha risksiz bir alternatif, aksesuar, bakım/onarım, deneyim hediyesi, hediye kartı ya da birlikte alışverişe çıkıp “birlikte seçme” planı daha iyi olabilir mi?


Bazen en sürdürülebilir hediye, en pahalı olan değil; en doğru seçilmiş, en çok kullanılan ve iade yoluna hiç düşmeyen hediyedir.


Kaynaklar


(3) European Environment Agency (EEA); Boucher & Friot (IUCN, 2017).

(4) Ragusa ve ark., 2021 (Environment International)

(5) University of Plymouth özeti + Napper & Thompson (2016) çalışma kaydı.

(6) PlasticsEurope – Plastics – the Facts 2022 (2021 üretimi)

(7)  OECD – Global Plastics Outlook (2022).

(8) Jamieson ve ark., 2019 (Royal Society Open Science).

(9) NIST (2018 verisiyle)

Yorumlar


Top Stories

1/68
bottom of page