Yapay Zekâ ve Yeni Teknolojilerin Moda Sektöründeki Yeri
Moda endüstrisi, son yıllarda yapay zekâ (YZ) destekli dijital teknolojilerle köklü bir dönüşüm geçiriyor. Dijital ikizler ve YZ tarafından üretilen görseller gibi yenilikler, tasarım aşamasından pazarlamaya kadar pek çok alanda kullanılmaya başlandı.
Örneğin dünyanın önde gelen perakendecilerinden H&M, 30 mankenin “dijital ikiz”lerini oluşturarak bu sanal modelleri sosyal medya paylaşımlarında ve pazarlama görsellerinde kullanmayı planladığını duyurdu
Şirket, gerçek mankenlerin dijital kopyalarının kullanımının yaratıcı süreci geliştireceğini ancak insan odaklı yaklaşımı temelden değiştirmeyeceğini iddia etti
Bu projede her model, dijital ikizinin kullanım haklarını elinde tutacak ve isterse diğer markaların çekimlerine de dijital ikizini gönderebilecek; böylece fiziksel olarak bir yerde çekimdeyken dijital olarak başka bir kampanyada yer alabilecek
Benzer şekilde Levi’s da, ürün görsellerinde daha çeşitli vücut tipleri ve ten renkleri göstermek amacıyla YZ ile üretilmiş dijital modelleri test edeceğini açıklamış, ancak bu girişim gerçek modelleri işe almak yerine “yapay çeşitlilik” yaratma eleştirileri almıştı
Bu tür örnekler, yapay zekânın moda dünyasında yalnızca teknik süreçleri değil aynı zamanda görsel ve yaratıcı içerik üretimini de dönüştürmeye başladığını gösteriyor.
Bu dönüşüm, tasarım süreçlerinde de hissediliyor. Moda tasarımcıları artık YZ destekli araçlarla çalışarak yeni kıyafet modelleri geliştirebiliyor, dijital ortamda kumaşları ve kesimleri deneyebiliyorlar. Generative AI (üretken yapay zekâ) uygulamaları sayesinde eskizler veya moodboard’lardan yola çıkarak yüksek çözünürlüklü, gerçekçi 3D tasarım modelleri oluşturmak mümkün hale geldi.
Örneğin bir tasarımcı, geçmiş koleksiyonların verilerini ve ilham verici görselleri YZ’ye vererek çok sayıda yeni tasarım varyasyonu üretebilir
Benzer şekilde YZ ile görüntü üretimi, moda markalarının reklam kampanyaları için arka planları veya konsept görüntüleri hızla yaratmasına olanak tanıyor. Sonuç olarak, dijital dönüşüm moda sektöründe sadece e-ticaret veya envanter yönetimi gibi alanlarda değil; aynı zamanda yaratıcı üretim tarafında da ciddi bir atılım sağlıyor.
H&M firmasının 2025’te duyurduğu kampanyada, model Vilma Sjöberg kendi dijital ikiziyle yan yana görülüyor. Kampanya sloganı, dijital ikizin teknolojinin mesleği geliştirebileceğini, insan modelin yerini almak zorunda olmadığını vurguluyor.
Yaratıcı Süreçler ve Pozisyonlar Nasıl Değişiyor?
Yapay zekâ destekli araçların en belirgin etkilerinden biri, yaratıcı ekiplerin çalışma şeklini değiştirmesi. Moda dünyasında stilist, makyaj sanatçısı, fotoğrafçı ve model gibi yaratıcı pozisyonlar, dijitalleşmeden doğrudan etkileniyor. Örneğin, dijital mankenlerin yükselişi, geleneksel model ajansları ve fotoğraf çekimlerini dönüştürmeye başladı. H&M’in dijital ikiz hamlesi, modellerin kendi suretlerinin dijital kullanımından gelir elde edebileceği yeni bir modeli gündeme getirirken, sektörün diğer çalışanları endişeli. İngiltere’de kreatif endüstriler sendikası BECTU, modeller dijital ikizleri için telif ücreti alsa bile makyaj, saç, ışık ve set ekipleri gibi diğer emekçilerin işlerinin önemli ölçüde zarar görebileceğini vurguluyor
Gerçekten de bir moda çekiminde model kadar, onu hazırlayan saç-makyaj ekibi ve görüntüyü yakalayan fotoğrafçı da kritik rol oynuyor. Ancak eğer markalar bir yapay zekâ aracılığıyla kıyafetlerin üzerinde mükemmel makyajlı dijital yüzler ve sanal stüdyolar oluşturabilirse, o zaman bu arka plandaki yaratıcı profesyonellerin bir kısmına ihtiyaç azalabilir.
Moda sektörünün içinde bulunduğu tartışma, çoğunlukla modeller üzerine odaklanırken aslında kamera arkasındaki kreatifler daha büyük risk altında olabilir
YZ ile oluşturulan fotoğraf ve videolar sayesinde stüdyoda tam bir ekip kurmaya gerek kalmadan içerik üretmek mümkün hale geliyor. Bu durum, fotoğrafçılar, stilistler ve makyaj sanatçıları için daha az iş imkânı anlamına gelebilir. Nitekim sektör gözlemcileri, gelecekte büyük markaların daha küçük bir çekirdek kreatif ekip ile YZ destekli içerik üreteceğini, bu ekipte de birkaç uzman ve kreatif yönetmenin YZ denetleyicisi ve küratörü olarak görev yapacağını öngörüyor
Bu senaryoda en tepedeki birkaç uzman iş bulmaya devam etse de, özellikle genç ve deneyim kazanmak isteyen fotoğrafçı veya stilistlerin işbaşı yapabileceği proje sayısı azalabilir. Bir moda fotoğrafçısının veya stilistin ustalaşması genellikle sayısız çekimde deneyim kazanmayı gerektirir; eğer çekimlerin önemli bir kısmı sanal ortamda gerçekleşirse yeni nesil kreatiflerin ustalık fırsatları da kısıtlanacaktır. Dolayısıyla YZ, yaratıcı işleri tamamen ortadan kaldırmasa bile işlerin doğasını ve kariyer gelişim yollarını kökten değiştirmeye adaydır.
Diğer yandan, yapay zekâ tasarım süreçlerinde bir yardımcı araç olarak da benimseniyor. Pek çok moda tasarımcısı, YZ’nin sağladığı hızlı prototipleme ve desen oluşturma imkânlarından yararlanıyor. Örneğin YZ, bir stilistin yüzlerce kumaş ve aksesuar arasından seçim yapmasına yardımcı olabilir ya da belirli bir konsept için otomatik stil kombinasyonları önererek stilistlerin işini hızlandırabilir. Vogue Business, fotoğrafçıların da YZ’yi artık çekim sonrası düzenleme, rötuş ve konsept geliştirme için kullandığını; böylece yaratıcılıklarını farklı biçimde ortaya koyabildiklerini belirtiyor
Bu bakış açısına göre, YZ tamamen ikame etmekten ziyade pek çok kreatif işi dönüştüren ve hızlandıran bir araç haline geliyor. Örneğin, bir fotoğrafçı gelecekte “YZ direktörü” rolüyle algoritmaya istediği atmosferi tarif edip ortaya çıkan görselleri sanatsal dokunuşla mükemmelleştiren kişi olabilir
Benzer şekilde, makyaj ve saç uzmanları dijital modellerin cilt tonlarını veya saç stillerini gerçeğe uygun şekilde yansıtmak için algoritmaları besleyen uzman operatörler konumuna gelebilir
Kısacası, insan yaratıcılığı bütünüyle ortadan kalkmasa da rollerin tanımı değişiyor: Yaratıcı ekipler, YZ’yi kullanma becerisi yüksek olan yeni nesil profesyonellere evriliyor.
Üretim ve Tedarik Zincirinde Dönüşüm
YZ eksenli dijital dönüşüm, moda sektörünün sadece yaratıcı cephesinde değil, üretim ve tedarik zinciri aşamalarında da belirgin. Büyük küresel markalar, üretim süreçlerini daha verimli, esnek ve hatasız hale getirmek için yapay zekâ, 3D baskı ve nesnelerin interneti gibi teknolojilere yatırım yapıyor. Örneğin H&M, bazı koleksiyonlarında 3D baskı teknolojisini kullanarak üretimde hız ve çevre dostu uygulamalar deniyor
Nike, akıllı üretim sistemlerine YZ entegre ederek hataları azaltmayı ve üretimin çevresel etkisini düşürmeyi hedefliyor.
Hugo Boss ise IoT (nesnelerin interneti) sensörleri ve dijital görüntüleme ile üretim bandını gerçek zamanlı izleyip, YZ analizleriyle kalite kontrol yaparak hataları en aza indirmeye çalışıyor
Bu örnekler, moda üretiminde otomasyonun ve veri odaklı iyileştirmenin önemini gösteriyor.
Teknolojilerin kullanımı, pratikte insan iş gücü gereksinimini azaltabilir. Üretimde robotların ve YZ’nin devreye girmesiyle, belirli tekrarlayan işleri yapan işçilere daha az ihtiyaç duyulabilir. Özellikle hazır giyim ve tekstil üretiminin büyük bir istihdam kaynağı olduğu ülkelerde, bu durum önemli bir dönüşüm demek. Örneğin 2022 yılı itibariyle, Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörü toplamda 1,5 milyondan fazla kişiye istihdam sağlamaktaydı. Ancak, 2023 yılında sektördeki istihdam yaklaşık 113 bin kişi azalarak 1 milyon 200 bin seviyesine geriledi. 2025'in ilk çeyreğinde ise süreç daha da kötüleşerek tekstil ve hazır giyim sektörlerinde toplamda yaklaşık 15 bin kişilik ek bir istihdam kaybı yaşandı. Bu kayıplara rağmen Türkiye’de hazır giyim sektörü hala Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yaklaşık %6,2'sine katkıda bulunsa da, gelişen YZ ile bu oranın daha da azalacağı öngörülüyor.
Böyle devasa bir iş gücü düşünüldüğünde, üretim hatlarında otomasyonun artması hem bir verimlilik fırsatı hem de ciddi bir istihdam riski barındırıyor. YZ destekli dikiş makineleri, otomatik kesim cihazları veya akıllı lojistik sistemleri devreye girdikçe, fabrikalardaki bazı görevler insanlar yerine makinelerce yapılmaya başlanabilir. Bu da vasıfsız veya tekrarlı işlerde çalışanların işlerini kaybetme olasılığını doğuruyor.
Öte yandan, üretimde YZ kullanımı sadece risk değil, aynı zamanda nitelikli iş gücüne talebi artıran bir unsur olabilir. Otomasyon sistemlerini kurmak, programlamak ve bakımını yapmak için yeni beceriler gerekiyor. Bu da mühendisler, veri analistleri ve YZ uzmanları gibi profillere olan ihtiyacı artırıyor. Nitekim moda sektörünün geleceğine yönelik analizler, YZ kullanımının tamamen otomasyondan ziyade insan ve makinenin entegre çalışması şeklinde evrileceğini gösteriyor
Örneğin, akıllı bir üretim hattında YZ kalite kontrol sistemi hatalı bir ürün tespit ettiğinde, bunu değerlendirecek ve sorunu çözecek uzman insanlara ihtiyaç duyulacak. Dolayısıyla, üretim süreçlerinde insan emeğinin rolü azalmak yerine değişiyor: Fiziksel güç ve monoton görevlerden, teknolojiyle iç içe geçmiş denetleyici ve geliştirici rollere geçiş yaşanıyor. Bu geçiş sürecinde sektör çalışanlarının yeniden eğitimi ve beceri dönüşümü (reskilling) kritik önem taşıyor. Şirketler ve sektör kuruluşları, iş gücünü geleceğin dijital üretim ortamına hazırlamak için çeşitli programlar başlatıyor. Örneğin, Türkiye’de İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) bünyesinde kurulan Dijital Dönüşüm Merkezi, sektör çalışanlarına dijital beceriler kazandırmayı ve işletmelerin dijitalleşme projelerine destek olmayı hedefliyor
Böylece, yapay zekâ destekli üretime geçerken insan kaynağının uyumu sağlanmaya çalışılıyor.
Yorumlar