top of page

Textile Exchange, 2030’a Uzanan Yeni Yol Haritasıyla Sistemi Dönüştürmeye Odaklanıyor

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 7 Tem
  • 2 dakikada okunur

Textile Exchange, moda sektöründe köklü bir dönüşüm çağrısıyla yeni bir evreye adım atıyor. Kurum, fikir birliği oluşturmaktan ziyade, kolektif sorumluluk bilincini güçlendirmeye yönelerek 2030 yılına kadar etkili bir değişim hedefleyen beş yıllık stratejisini duyurdu.

ree

Bu yeni strateji, sektörün uzun süredir çözüm bulamadığı bir gerçekle yüzleşiyor: Her ne kadar yirmi yıllık deneyim, artan endüstri katılımı ve dünya genelinde 90 binden fazla sertifikalı tesis bulunsa da, tekstil endüstrisi hâlâ bilim temelli iklim hedefleriyle uyumlu bir yolda ilerlemiyor. Textile Exchange’in 2030 yılına kadar elyaf ve ham madde üretiminden kaynaklanan emisyonları %45 azaltma hedefi hâlâ erişimden uzak.

CEO Claire Bergkamp, yapılan pek çok katılıma rağmen, gerçek etkiler açısından istenen düzeyde bir ilerlemenin olmadığını vurguluyor. Ona göre değişimin başlaması gereken yer, tedarik zincirinin en erken halkası olan ham madde üretiminde yatıyor.


2023 yılında Stella McCartney ve Global Fashion Agenda’daki deneyimlerinin ardından Textile Exchange’in başına geçen Bergkamp, stratejik bir gözden geçirme süreciyle kurumun önceliklerini keskinleştirdi. Bu sürecin sonucunda, genellikle göz ardı edilen üretici ve çiftçilerin yer aldığı Tier 4 seviyesi odak noktası haline geldi. Yeni plan, markaları sadece taahhüt beyanlarında bulunmanın ötesine geçmeye, doğrudan eyleme yönelmeye çağırıyor.


Strateji; sektör katılımı, ölçülebilir iklim ve doğa etkileri ile standartlar sisteminin dönüşümü olmak üzere üç ana başlık etrafında şekilleniyor. “Materials Matter” başlığı altında geliştirilen yaklaşım, mevcut sertifikasyon sistemlerini sadeleştirmeyi ve markaların yalnızca kontrol listelerine değil, somut sonuçlara odaklanmalarını sağlamayı hedefliyor.


Bu değişim, sektörün küresel ölçekte birçok belirsizlikle karşı karşıya kaldığı bir döneme denk geliyor. ABD’de çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) çerçevelerine karşı artan direnç, Avrupa’daki yaklaşan düzenlemeler ve jeopolitik dalgalanmalar, sektörün sağlam ve güvenilir iklim stratejilerine olan ihtiyacını artırıyor. Textile Exchange, bu dönemi bir dönüm noktası olarak görüyor; çünkü hem markalar hesap verebilirlik baskısı altında hem de üreticiler masada söz hakkı talep ediyor.


“İlerlemek için, malzemeleri üreten insanlara yatırım yapmamız gerekiyor,” diyen Bergkamp, stratejilerinin merkezine üreticilerin sesi ve adil temsili yerleştirdiklerini ifade ediyor. Bu sadece hikâyeler anlatmak değil; aynı zamanda finansal kaynakların yeniden yönlendirilmesini gerektiriyor.


Textile Exchange, markaların üreticilere maliyet yansıtmaktan vazgeçmesini ve bunun yerine destekleyici kaynak modelleri geliştirmesini savunuyor. Daha yüksek çevresel değere sahip malzemeler—örneğin yenileyici tarımla üretilen pamuk, iyi yönetilen sistemlerden elde edilen yün veya geri dönüştürülmüş sentetikler—daha pahalı olabilir, ancak bu maliyetin sorumluluğunu üreticiye yüklemek yerine, sistem düzeyinde desteklemek gerektiği vurgulanıyor.


Ayrıca, veri ve raporlama altyapısını güçlendiren kurum, daha net metriklerle doğa ve iklim üzerindeki etkilerin şeffaf ve karşılaştırılabilir şekilde izlenmesini mümkün kılmayı hedefliyor.

Önümüzdeki süreç, yalnızca pilot projelere ve niyet beyanlarına değil, gerçek uygulamaya dayanacak. Stratejinin merkezinde koordineli yatırımlar, ortak risk paylaşımı ve markalar ile üreticiler arasında sahada kurulan doğrudan ilişkiler yer alıyor.


Bergkamp’ın ifadesiyle:

“Tek bir mucizevi çözüm yok. Ancak dönüşümün başlangıç noktası, sektörü malzeme temelli etki etrafında buluşturmak ve elyafları üreten insanların desteklenmesini ve güçlendirilmesini sağlamaktan geçiyor.”

Textile Exchange’in sürdürülebilirlik odağındaki bu yeni yönelimi, geçici projeler ve bölük pörçük standartlardan uzaklaşarak, gerçek etki ve eşitliği iş yapış şekillerine entegre eden bir yaklaşıma işaret ediyor. 2030’a giden süreçte sektörün bu stratejiyi ne ölçüde benimseyip hayata geçireceği ise merakla bekleniyor.

Yorumlar


Top Stories

1/60
bottom of page