top of page

Modanın Sınırlarını Yıkan Kadın Rei Kawakubo

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 23 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Moda dünyasında çok az isim, oyunun kurallarını baştan yazma cesaretini gösterebilmiştir. Rei Kawakubo, bu az sayıdaki devrimciden biri. Comme des Garçons’un kurucusu olan Kawakubo, kırk yılı aşkın kariyerinde yalnızca kıyafet tasarlamakla kalmadı; modanın kendisini bir sanat, bir düşünce biçimi ve hatta bir provokasyon alanına dönüştürdü. 1970’lerden günümüze kadar modaya getirdiği bu radikal yaklaşım moda sisteminin bizzat işleyişinin de sorgulanmasını sağladı.


ree

Geleneksel Güzelliğe Karşı Bir Başkaldırı


Kawakubo’nun tasarımları, çoğu zaman alışıldık güzellik anlayışını reddeder. Bedeni sarmayan, kimi zaman onu yok sayan, hatta “çirkin” ya da “rahatsız edici” olarak yorumlanan siluetleriyle ünlüdür. 1981’de Paris Moda Haftası’nda tanıttığı ilk Comme des Garçons koleksiyonu, siyah ağırlıklı tasarımlar ve dekonstüksiyoncu yaklaşımıyla moda eleştirmenlerini ikiye bölmüştü. O yıllarda moda podyumları renk, ihtişam ve “mükemmel” vücut hatlarıyla dolup taşarken Kawakubo, siyahın gölgesinde saklı bir dünya sundu. Asimetrik kesimler, parçalanmış formlar ve “güzel”in tam karşısında duran bir estetik… Eleştirmenler şaşkındı; kimileri onu “anti-moda” ilan etti, kimileri ise geleceğin dilini gördü.


“Giysi”nin Ötesinde Bir Düşünce


Kawakubo için moda, yalnızca kumaş ya da stil değil; düşünce üretme biçimiydi. Koleksiyonları, çoğu kez “yokluk”, “yıkım”, “boşuk”, “asimetri” ya da “bedensizlik” gibi kavramların peşinden gider. Giysi, bedeni yüceltmek yerine kimi zaman gizler, kimi zaman bozar, hatta kimi zaman yok eder. Kawakubo’nun dünyasında moda; bir sorudur, bir meydan okuma, bir sessizlik ya da bir çığlık. Tasarımlar, giysi formunu parçalayarak yeni bir anlam dünyası yaratır. Bu yüzden Kawakubo, “moda tasarımcısı” kimliğinin ötesinde, bir düşünür ve sanatçı olarak da görülür.


Comme des Garçons’un Evrensel Etkisi

Comme des Garçons, sadece bir moda markası değil, bir kültürdür. Streetwear’dan haute couture’e, parfümden mobilyaya kadar uzanan geniş bir yaratıcı ekosistem kurmuştur. Kawakubo’nun açtığı alan, Yohji Yamamoto, Issey Miyake, Junya Watanabe gibi Japon tasarımcıların uluslararası sahnede yükselmesine de zemin hazırlamıştır.


Kawakubo ve Moda Dünyasında İz Bırakan Anlar

·         1980’ler: Anti-estetik anlayışıyla Paris modasını sarstı.

  • “Lumps and Bumps” (1997): “Lumps and Bumps” koleksiyonu ile bedene tümüyle farklı bir form verdi. Bedeni alışılmış formların ötesine taşıyan radikal bir koleksiyondu

  • Met Gala Onuru 2017: New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde, yaşayan bir tasarımcıya adanmış nadir sergilerden biri açıldı: “Rei Kawakubo/Comme des Garçons: Art of the In-Between”.


Bir Moda Filozofu

Rei Kawakubo, modanın ezberlerini bozarken aslında hepimizi aynı soruyla yüzleştiriyor: Moda gerçekten neyi ifade ediyor? Güzellik mi, güç mü, yoksa bir direniş biçimi mi? Kawakubo’nun cevabı açık: Moda, her şeyden önce bir düşünce alanı.


Ve belki de tam bu yüzden, onun tasarımları yalnızca gardıroplarımıza değil, zihinlerimize de yerleşiyor.

Yorumlar


Top Stories

1/65
bottom of page