Himalayalar’ın eteklerinde yer alan Nepal, yalnızca doğa harikalarıyla değil, günümüzde hızlı modanın yarattığı çevresel yıkımla da gündeme geliyor. Başkent Katmandu’nun içinden geçen Dhobi Khola Nehri’nin kıyıları artık kutsallığını değil, rengarenk kumaş çöplerini taşıyor. Nehrin dallarına takılmış pembe ve sarı tekstil parçaları, suda süzülen spor ayakkabılar ve dağınık haldeki yırtık giysiler, sessiz bir çevre felaketinin izlerini gözler önüne seriyor.
Muntaka Chasant Shutterstock
İki Devin Arasında Ezilen Bir Moda Kimliği
Nepal, Hindistan ve Çin gibi iki moda devinin arasında sıkışmış durumda. Her iki ülke de dünyanın en büyük hazır giyim üreticileri arasında yer alıyor. Dünya Bankası verilerine göre, Nepal’de satılan tekstil ve giyim ürünlerinin %89’u bu iki komşu ülke tarafından sağlanıyor. Bu ürünlerin büyük kısmı ise düşük maliyetli, kalitesiz ve kısa ömürlü. Nepal halkı bu kıyafetleri birkaç kez giyip attığında, çöp dağlarına ya da nehir yataklarına karışan tekstil atıkları oluşuyor.
Nepal’in ekonomik olarak bu devlerle rekabet etmesi neredeyse imkânsız. Ucuz ve kopyalanmış tasarımlarla dolu pazarlarda yerel üreticiler siliniyor, geleneksel giyim kültürü ise sessizce kayboluyor. Oysa Nepal, sürdürülebilirlik açısından zengin bir geçmişe sahip. Aile büyüklerinden kalan giysilerin saklanması, kumaşların tekrar kullanılması, yerel terzilerin desteklenmesi gibi alışkanlıklar hâlâ birçok evde devam ediyor. Ancak bu alışkanlıklar, modern tüketim alışkanlıkları ve “kolaylık” vaadiyle tehdit altında.
Çöpe Dönüşen Kumaşlardan Nehirler ve Topraklar Tehlikede
Katmandu çevresindeki nehir yataklarında ve boş arazilerde biriken giysi yığınları, sadece görsel kirlilik değil, aynı zamanda ekolojik bir yıkım anlamına geliyor. Bu atıklar, yağmur mevsimlerinde nehirlere karışarak ülkenin en önemli su kaynaklarını kirletiyor. Nehirlerin kültürel ve dini anlamları göz önünde bulundurulduğunda bu durum, çevresel bir felaketten öte, toplumsal bir travmaya dönüşüyor.
Nepal’in yalnızca %0.027 oranında sera gazı üretmesine rağmen, iklim krizine en çok maruz kalan ülkelerden biri olması çarpıcı bir çelişki yaratıyor. Küresel tekstil endüstrisinin yarattığı atıklar Nepal’e yalnızca ithalat yoluyla değil, aynı zamanda kaçakçılıkla da ulaşıyor. Özellikle Hindistan sınırındaki yasa dışı depolarda saklanan ayakkabı ve kıyafetler, iç pazara sızarak hükümete milyonlarca dolarlık vergi kaybı yaşatıyor.
Ülkenin ana çöp toplama alanı olan Banchare Danda, Katmandu’ya yalnızca 27 km uzaklıkta. Bu devasa çöp sahası, her gün tonlarca tekstil atığını barındırıyor. Sentetik kumaşlar toprağa karıştığında mikroplastik yayarken, doğal elyaflar ise çürürken metan gazı salıyor. Yani her iki durumda da doğa kaybediyor.
Ancak umut veren girişimler de yok değil. Katmandu’da açılan ikinci el giyim mağazaları ve yerel geri dönüşüm projeleri, gençler arasında sürdürülebilir modayı teşvik etmeye başladı. Özellikle Affordable Thrift Store gibi girişimler, hem ekonomik hem çevresel fayda sağlayarak toplumdaki ikinci el giyim algısını yavaş yavaş dönüştürüyor.
Geleneksel uygulamalarda bile çevreci mesajlar var. Nepal’de kullanılan eski giysiler, yastık ya da yatak dolgusu olarak değerlendiriliyordu. Ancak bu yerel geri dönüşüm döngüsü bile Çin’den ithal edilen ucuz kumaş atıklarıyla tehdit altında. Yani Nepal yalnızca moda ithal etmiyor, aynı zamanda kendi çözümlerini de kaybetmeye başlıyor.
Moda dünyasında “kolaylık” ve “ulaşılabilirlik” kavramları, çoğu zaman büyük bedellerin üzerini örter. Nepal’de yaşananlar, bu bedellerin en somut ve sessiz yansımalarından biri. Hızlı modanın arkasında sadece giyip attığımız bir tişört yok; kirlenen bir nehir, yok olan bir gelenek, çürüyen bir sistem var.
Moda sadece görünene dair değil, görünmeyene dair de bir bilinç gerektiriyor. Ve belki de bu bilinç, Himalayalar’ın gölgesinde yükselen bu sessiz çığlıkta saklı.
University of the Arts London (UAL) çatısı altındaki Londra Moda Koleji'nin (LCF) ev sahipliğinde gerçekleşen ilk Future Fashion Film Festival, modayı yalnızca bir stil değil, aynı zamanda bir hikâye anlatma biçimi olarak yeniden tanımlıyor.
Comentarios