top of page

Arşiv

Boş arama ile 163 sonuç bulundu

Blog Yazıları (148)

  • Neden İklim Yasası’na Hayır?

    Tarihler Eylül 2023 yılını gösterirken, genç iklim aktivistleri, fosil yakıtların yol açtığı türlerin yok oluşuna dikkat çekmek için sembolik mezar taşlarıyla eylem yapıyordu.   D ünya genelinde sel, kuraklık ve orman yangınlarıyla kendini hissettiren iklim krizi, Türkiye’de de her geçen yıl daha ağır etkiler gösteriyor. Uzmanlar, bu gidişatı durdurmak için güçlü bir iklim yasasına  ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Nitekim yakın dönemde seller, kuraklıklar ve büyük orman yangınları yaşayan Türkiye’nin ekonomisi, kamu sağlığı ve toplumu geri dönülmez zararlarla karşı karşıya kalabilir​ .  Böyle bir ortamda Meclis gündemine gelen İklim Yasası Teklifi , iddialı ismine rağmen iklim krizine etkili bir yanıt olmaktan uzak bulunuyor. Eleştirmenler, teklifin “adı iklim yasası olsa da içeriği iklim krizine çare değil, adeta iklim mücadelesine mezar okuyan * bir metin” olduğunu belirterek, yasanın mevcut haliyle yeşil yıkama  ve oyalama aracı olacağı görüşünde birleşiyor. Sosyal Adalet ve Gençlerin Katılımı Göz Ardı Ediliyor İklim krizi sadece çevresel bir sorun değil; aynı zamanda ciddi bir sosyal adalet meselesi. Bu krizden en çok etkilenenler yoksullar, emeğiyle geçinenler ve temiz gıdaya-su kaynaklarına erişimi kısıtlı kesimler. Nitekim TBMM’de teklifi eleştiren muhalefet vekilleri, iklim krizinin en çok kırılgan kesimleri vuracağına dikkat çekerek, mevcut teklifin “ne doğayı ne de emekçiyi koruma amacı taşıdığını” dile getirdi. Aksine teklif, “büyük şirketlerin talepleri doğrultusunda ticari kaygıları gidermeyi hedeflemektedir” ve “Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik somut bir yol haritası sunmamaktadır​”diyorlar. Bu nedenle, iklim krizinin toplumsal etkilerine karşı kayıtsız bu yaklaşım, krizi derinleştiren eşitsizlikleri görmezden geliyor. Teklifin hazırlık ve sunum süreci de katılımcılık ilkesinden yoksun  bir tablo çiziyor. Gençlik örgütleri ve sivil toplum temsilcileri, yasa taslağının hazırlanırken kendilerinden görüş alınmadığını, bunun iklim adaleti mücadelesinin temel ilkesi olan katılımı ihlal ettiğini belirtiyor. Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve akademisyenlerin katkısı olmadan hazırlanan teklif şeffaflıktan uzak ve demokratik meşruiyeti zayıf  bir çerçeve sunuyor​. Dahası, gençlerin iklim politikalarındaki rolü tamamen yok sayılmış durumda. Gençler, iklim krizinden en fazla etkilenecek gruplardan biri olmasına rağmen, bu yasa tasarısında ne haklarına ne kırılganlıklarına ne de çözüm üretme kapasitelerine değiniliyor.  Bu durum, iklim krizinin nesiller arası adalet boyutunun göz ardı edilmesi anlamına geliyor. Halbuki uzmanlar, iklim krizine karşı etkili ve adil politikaların geliştirilmesi için gençlerin sadece izleyici değil, karar alma süreçlerinde özne olarak tanınması gerektiğini vurguluyor. Gençlerin ve gelecekteki kuşakların haklarını korumayan bir iklim politikası, iklim adaleti  hedeflerine ulaşamaz. Öte yandan, iktidar teklife son anda “adil geçiş ilkesi” gibi kavramlar eklese de bunun içinin boş kaldığı belirtiliyor. Muhalefet milletvekilleri, adil geçiş ilkesinin tanımlanmasına rağmen gerçek bir mekanizma oluşturulmadığı için teklifin Anayasa’nın 2. ve 56. maddelerine aykırı  olduğunu savundu. (Anayasa’nın 2. maddesi Türkiye’nin sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtir ve 56. maddesi de herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını güvence altına alır.) Bu bakımdan, sosyal adaleti gözetmeyen ve gençlerin sesini duymayan bir iklim yasasının, Anayasa’nın ruhundaki sosyal devlet ve çevre koruma ilkeleriyle çeliştiği ileri sürülüyor. ETS: Emisyon Ticareti Eşitsizlik Yaratır mı? Teklifin en dikkat çeken kısmı, şirketlere sera gazı salımı için belirli haklar tanıyarak bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)  kurulmasını öngörmesi. Kısaca, büyük kirleticilere bir karbon bütçesi verilecek, daha fazlasını salmak isteyen bunun bedelini ödeyecek ve kurallara uymayan cezalandırılacak. Kağıt üzerinde karbon fiyatlandırması iklimle mücadele aracı gibi görünse de, eleştiriler teklifin sadece bir karbon piyasası yaratmaya odaklandığı  yönünde. Nitekim Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serkan Köybaşı, “adı iklim kanunu ama iklim değişikliğini durdurmaya yaramayacak, yalnızca yeni bir piyasa yaratacak bir düzenleme” olduğunu vurguluyor ​( ekonomigazetesi.com )* . Yasanın ikinci kısmındaki ETS bölümünün son derece ayrıntılı biçimde yazılması, buna karşılık emisyon azaltımı ve iklim hedeflerine dair somut adımların olmaması bu eleştiriyi doğrular nitelikte. Teklif, iklim krizini çözmek bir yana, “ emisyon hakkını parayla satın alabilenlerin kirletme yetkisini artıracak ” bir yapı getiriyor​. Bu da “kirleten öder” yerine “ödeyen kirletir ”  anlayışını yerleştirebilir. Böyle bir sistemin küçük işletmeler ve üreticiler  açısından ciddi eşitsizlikler doğurabileceği endişesi var. Büyük şirketler, finansal güçleri sayesinde karbon kredisi satın alarak faaliyetlerine devam edebilecek. Oysa küçük ölçekli işletmeler aynı esnekliğe veya kaynaklara sahip olmayabilir; yeni mali yükler altında rekabet güçleri zayıflayabilir. Örneğin, ihracatçı büyük sanayi kuruluşları karbon piyasasını bir fırsat olarak görürken​, yerel esnaf ve KOBİ’ler artan maliyetler karşısında zorlanabilir. Yasa tasarısında, bu kesimleri koruyacak sosyal destekler veya adil geçiş fonları net olarak tanımlanmış değil. İklim adaleti perspektifinden bakıldığında, yükün adil paylaşılması gerekirken, teklif “kirletme hakkı”nı piyasa dinamiklerine bırakıyor . Bu ise gelir adaletsizliğini ve sektörel uçurumu derinleştirebilir : Parası olan kirliliğe devam ederken, olmayan üretimi kısar. Muhalefet ve çevre örgütleri, sadece karbon ticaretine odaklanarak iklim krizinin çözülemeyeceğini vurguluyor. Gerçek bir iklim yasasının, emisyon ticaretinin yanı sıra bağlayıcı emisyon azaltım hedefleri, sektörlere özel dönüşüm planları ve fosil yakıtlardan çıkış takvimi  içermesi gerekirdi. Oysa mevcut teklifte ne 2030 için ne 2040 için somut azaltım hedefi bulunuyor – 2053 net sıfır hedefi bile kanun metnine konmamış durumda.. Sonuç olarak, ETS odaklı bu yaklaşım iklim krizinin ana sorumlusu olan büyük kirleticileri sisteme dahil edip kâr ettirirken , gereken radikal emisyon azaltımını erteleyeceği için iklim açısından “kazananı olmayan” bir ticaret yaratabilir. Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Anayasal Endişeler İklim Yasası Teklifi, tarım ve hayvancılık sektörü açısından da tartışmalara yol açıyor. Bir yandan teklif, hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarını  azaltmak amacıyla bazı düzenlemeler içeriyor. Örneğin, bu kapsamda getirilebilecek kısıtlamalar küçük ölçekli besicileri  doğrudan etkileyebilir. Anahtar Parti İl Başkanı Korhan Özaydın’ın belirttiği gibi, “metan gazı gibi doğal kaynaklı salımlar nedeniyle hayvancılığı doğrudan hedef alan maddeler, hâlihazırda geçim mücadelesi veren üreticilerimizi daha da zor durumda bırakacak, sektörel küçülmeye ve yerli üretimin gerilemesine neden olacaktır”​. İklim krizinden en çok zarar gören kesimlerden biri olan çiftçilerin, aynı zamanda iklim politikalarının yükünü orantısız biçimde omuzlama ihtimali tepki çekiyor. Özellikle geçimlik tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimler, karbon piyasası ve sertifika uygulamaları gibi yeniliklere uyum sağlarken desteklenmezse, gıda üretiminde daralma  ve kırsal yoksulluk artışı yaşanabileceği ifade ediliyor. Diğer yandan, teklifin tarım politikalarına dair getirdiği bazı muğlak hükümler de endişe kaynağı. Özaydın, tasarıdaki “ sertifikalı ürün ” uygulamasının çiftçilerin ne ekeceklerine dahi karar veremez hale gelmesine yol açabileceğini savunuyor​ .  Bu, tarımda merkezi denetimi artırarak üretimin kamu yararı doğrultusunda sürdürülebilirliğini kısıtlayabilir. Küçük çiftçiler piyasa dinamiklerine daha bağımlı hale gelebilir ve tarımsal çeşitlilik olumsuz etkilenebilir. Özetle, iklim yasasının tarımda verimlilik ve sürdürülebilirlik sağlayacağı yerde, eğer yanlış kurgulanırsa yerli üreticiyi zayıflatan  bir etki yaratmasından korkuluyor​ Bir diğer eleştiri ise teklifin, iklim krizinin halihazırda tarım ve kırsal hayat üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı çözüm sunmaması . Türkiye’de kuraklık, yanlış su politikaları ve aşırı hava olayları nedeniyle verimli tarım arazileri ve meralar hızla tahrip oluyor. Ancak teklif, sulak alanların, meraların ve tarım arazilerinin yok oluşuna dair herhangi bir önlem öngörmüyor; bu nedenle muhalefet metnin geri çekilmesini  istiyor​ .   . İklim krizine karşı dirençli bir tarım sektörü oluşturmak için gereken uyum (adaptasyon) politikaları, çiftçilerin eğitimi, alternatif üretim modelleri gibi hayati konular bu yasada yeterince yer bulmuş değil. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilgili maddeleri, tarım ve hayvancılığın desteklenmesini ve doğal kaynakların korunmasını devletin görevi olarak tanımlarken, teklifin mevcut haliyle anayasal yükümlülükleri de yerine getirmediği  öne sürülüyor. Hem Anayasa’daki sağlıklı çevre hakkı (md.56) hem de tarım kesimini koruma hedefi göz önüne alındığında, iklim yasasının tarım politikalarıyla ilgili yaklaşımının gözden geçirilmesi şart görünüyor. Belirsiz Tanımlar, Muğlak Geçiş Süreci ve Danışma Kurulu Sorunu Teklif teknik ayrıntılar ve tanımlar konusunda da önemli eksikler barındırıyor. İlk bakışta metinde “iklim adaleti” ve “adil geçiş” gibi önemli kavramlar yer alsa da, bunlar deklaratif düzeyde kalıyor. Uzmanlar, kanun teklifinin ilk bölümünde bu tür süslü kavramlara yer verildiğini ancak bunlarla ilgili hiçbir somut düzenleme olmadığını  belirtiyor. Örneğin, tasarı iklim adaletinin önemine değinip iklim krizinden kadınlar, çocuklar, yaşlılar gibi grupların daha fazla etkileneceğini söylüyor; ancak bu kesimlerin nasıl korunacağına dair herhangi bir önleyici hüküm içermiyor​. Benzer şekilde “adil geçiş” ilkesi tanımlanıyor fakat karbon yoğun sektörlerde çalışan işçilerin işleri risk altına girdiğinde ne olacağı konusunda hiçbir mekanizma ortaya konmuyor. Sanki yasa yapıcılar “iklim çalışanları bu kavramları seviyor, biz de metne koyalım” demiş ama bu kavramları hayata geçirecek herhangi bir yükümlülük yaratmamışlar​. Geçiş süreci  ve hedefler konusunda da belirsizlik hakim. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi, ironik biçimde, kanun teklifinin gerekçe metninde zikrediliyor ama kanun maddelerinde yer almıyor. Yani hedefin kendisi dahi bağlayıcı değil​. 2030, 2040 gibi ara dönemlere yönelik hiçbir kademeli hedef belirtilmemiş olması, iklim politikası vizyonunun eksikliğine işaret ediyor. Oysa Avrupa Birliği’nin İklim Yasası gibi örneklerde 2030 için %55 azaltım gibi somut ve bağlayıcı ara hedefler bulunmakta​. Türkiye’de ise bırakın ara hedefleri, net sıfır hedefinin kendisi bile kanun hükmü değil. Bu durum, iklim kriziyle mücadelede takvim ve hesap verebilirlik olmadan başarının mümkün olmayacağını gösteriyor. Ayrıca teklif, “ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli önlemleri alır” gibi muğlak ifadelerle dolu; bu önlemleri hangi kurumun ne şekilde alacağı belirsiz  durumda​. Kısacası, sorumluluk paylaşımları ve uygulanacak politikalar net değil . Kim, ne zaman, ne yapacak sorularının cevabı havada kalıyor. Yasa teklifinde oluşturulması öngörülen yapıların da yeterince tanımlanmadığı eleştiriliyor. Özellikle Danışma Kurulu  gibi mekanizmaların yapısı ve işleyişi muğlak bırakılmış durumda. Bu kurulda kimlerin yer alacağı, karar süreçlerine nasıl dahil olacakları net değil. Gençlik örgütleri, Danışma Kurulu’nun katılımcı, çoğulcu ve bağımsız  olacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ediyor Aksi halde, bu tür danışma yapılarının göstermelik kalıp gerçek bir istişare işlevi görmeyeceği endişesi var. Örneğin, sivil toplum ve gençlik temsilcilerinin bu kurullarda koltuk sahibi olmaması, yine karar alma süreçlerinin kapalı devre devam edeceği  anlamına gelecek. Teknik tanım eksiklerinin, belirsiz geçiş sürecinin ve muğlak danışma kurullarının olduğu bir yasa ise uygulamada başarısızlığa mahkum olabilir. İklim kriziyle mücadele ancak net hedefler, tanımlı sorumluluklar ve şeffaf-denetlenebilir mekanizmalar  ile mümkün olabilir; teklifin mevcut hali bu kriterleri karşılamıyor . Yasalaşma Sürecinde Şeffaflık ve Katılım Eksikliği İklim Yasası Teklifi’nin hazırlanış ve Meclis’te görüşülme sürecine dair de ciddi eleştiriler var. Yukarıda bahsedildiği gibi, tasarı hazırlanırken sivil toplum, gençlik hareketleri, akademi ve meslek örgütleri süreçten büyük ölçüde dışlanmış durumda. Kamuoyu bilgilendirilmeden, paydaş katılımı olmadan hazırlanan böylesi hayati bir düzenleme, demokratik teamüllere aykırı bulunuyor. Aynı zamanda bu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin temel ilkeleri ile de bağdaşmıyor. Yasalaşma sürecinin başından bu yana hükümetin gereken şeffaflığı sağlamadığı, tasarıyı apar topar Meclis’e getirdiği eleştirileri dile getiriliyor​. Nitekim Türkiye’nin dört bir yanında iklim için sesini yükselten gençler ve uzmanlar tasarıyı geç kalınmış ama eksik bir adım olarak nitelerken, Meclis’te iktidar teklifin detaylı tartışılmasına çok da alan tanımıyor. Muhalefet partileri, teklifin komisyon ve Genel Kurul aşamasında daha kapsamlı değerlendirilmesi, bilimsel veriler ışığında revize edilmesi için önergeler sundu ancak bu çabalar iktidar çoğunluğu tarafından büyük ölçüde reddedildi. Örneğin, muhalefet milletvekilleri Genel Kurul’da teklife dair görüşlerini sunarken, iktidar sıralarının boş kalmasını protesto etti; bu da yasanın yeterince ciddiye alınmadan geçirilmeye çalışıldığı izlenimi yarattı. Kamu ve sivil toplum katılımının yokluğu , yasanın uygulamada sahiplenilmesini de zorlaştırabilir. Zira iklim krizinin çözümü topyekûn bir toplumsal dönüşümü gerektirirken, hazırlanan yasanın dar bir bürokratik bakışla ve kapalı kapılar ardında kotarıldığı algısı da yaygın. Hem muhalefet hem de çeşitli sivil oluşumlar, bu haliyle ilerlemesindense teklifin geri çekilip yeniden hazırlanmasını  talep ediyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Teklif geri çekilmeli, kapsayıcı ve tüm tarafların katıldığı yeni bir iklim kanunu hazırlanmalıdır” diyerek sürecin yeniden başlaması çağrısı yapıyor. Benzer şekilde farklı çevrelerden gelen “ Yasa, halka rağmen değil halkla birlikte yazılmalı ”  mesajları giderek güçleniyor. Bu noktada, hükümete düşen toplumsal taleplere kulak vermek, iklim yasasını geniş bir istişareyle ve bilimsel veriler ışığında revize etmek olmalıdır. Aksi takdirde, eksik hazırlanmış ve dayatmayla çıkarılmış bir yasanın kâğıt üzerinde kalması veya Anayasa Mahkemesi gibi mercilerde iptal edilmesi riski söz konusudur​   Yeşil Dönüşüm İçin Toplumsal Dönüşüm Şart İklim krizinin çözümü, yalnızca teknik düzenlemelerle veya karbon ticareti mekanizmalarıyla sağlanamaz. Gerçek bir yeşil dönüşüm , toplumun tüm kesimlerini içine alan köklü bir dönüşümü gerektirir. Türkiye’nin ilk iklim yasası, adı ne kadar iddialı olursa olsun, ancak sosyal adalet odaklı  ve katılımcı  bir içerikle anlam kazanacaktır. Bu bağlamda, uzmanlar ve aktivistler yol gösterici bazı adımlar öneriyor: ·         Öncelikle piyasa odaklı yaklaşımlar yerine kamu yararını esas alan adil dönüşüm politikaları  geliştirilmeli. ·         Fosil yakıtlardan çıkış takvimi net biçimde belirlenirken, bu süreçte etkilenecek emekçiler ve küçük işletmeler için sosyal koruma ve destek mekanizmaları tanımlanmalı. ·         İklim Yasası, Türkiye’nin Paris Anlaşması kapsamındaki sorumluluklarına uygun şekilde bilimsel ve iddialı hedefler  içerecek biçimde yeniden düzenlenmeli; 2030, 2040 gibi ara hedefler yasa metnine eklenmeli​ ·         Gençlerin ve sivil toplumun karar alma süreçlerine etkin katılımı yasal güvenceye kavuşturulmalı ​. ·         Yasa metnine insan hakları, kuşaklar arası adalet ve çevresel adalet ilkeleri açıkça dahil edilmeli; iklim krizinden en az sorumlu ama en çok etkilenen kırılgan gruplar için özel önlemler tanımlanmalı​ Elbette ki tüm bunlar, kağıt üzerinde kalmaması için, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla uygulanmalıdır. Yeşil dönüşüm , ancak toplumun geneli bu dönüşümün öznesi  haline gelirse mümkün olacaktır. Gençlerin “iklim için şimdi harekete geç”  çağrıları, küçük esnafın “ sürdürülebilir ekonomi istiyoruz”  talepleri, çiftçinin “toprağımızı ve suyumuzu koruyalım ” feryadı ortak bir noktada buluşuyor: Daha adil, daha yeşil bir gelecek istemi. Bu istemi hayata geçirmek ise yasaları yazanların görevi. İklim Yasası Teklifi, bu eleştiriler ışığında revize edilip güçlendirilmezse, “adı var kendi yok” bir düzenleme olarak kalacak. Gerçek bir iklim yasası , ancak gerçek bir toplumsal dönüşümün  parçası olursa başarıya ulaşabilir. Bu da hükümetten iş dünyasına, sivil toplumdan bireylere kadar herkesin sürece dahil olduğu, şeffaf ve katılımcı bir seferberlikle mümkün. Unutmayalım: İklim krizine karşı güçlü bir yasa, sadece metindeki maddelerle değil, yarattığı toplumsal bilinç ve kararlılıkla  anlam kazanır. Şimdi yapılması gereken, iklim yasasını bir “cenaze namazı” olmaktan çıkarıp geleceğin yaşam rehberi haline getirmektir. Bu da ancak kamuoyu baskısı ve ortak mücadeleyle mümkün olacaktır. ! Ek Bilgiler “Mezar okuyan” ne demek? Bu deyim, ölüme son kez eşlik eden bir dini ritüel olan cenaze namazını  ifade eder. Bir şeye “mezar okuyan metin” denildiğinde, onun artık sona erdiği, umut bırakmadığı, hatta o alandaki mücadeleyi sembolik olarak bitirecek  ya da öldürecek  bir içerikte olduğu ima edilir. Yani burada "iklim mücadelesine mezar okuyan bir metin" demek, iklim kriziyle etkin mücadeleyi teşvik etmek yerine, onu etkisizleştiren ve sembolik düzeye indirgeyen bir yasa teklifi anlamına gelir.

  • ABD–Çin Vergi Gerilimi ve İklim Kanunu Ekseninde Moda Endüstrisinin Geleceği Sürdürülebilir mi?

    Dikkat çeken başlıklar CSDDD ve Almanya’nın Tedarik Zinciri Yasası  gibi düzenlemeleri Z kuşağına hitap eden hikâyeleştirme önerileri "Fabrikayı bir maliyet merkezi değil, marka ortağı olarak konumlandırma"  kurumsal marka stratejisi Dijital dönüşüm yatırımlarını “maliyet değil rekabet avantajı” olarak yeniden şekillenecek Dünya moda endüstrisi, Nisan 2025’te ABD ile Çin arasında tırmanan ekonomik gerilimin yeni bir aşamasına tanıklık etti. ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan 2025’te Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan gümrük vergilerini %145’e çıkardığını açıklamasının hemen ardından, Çin de 11 Nisan’da ABD menşeli mallara %125 oranında karşılık verdi. Bu karşılıklı vergi artırımları, sadece Çin’i değil; Vietnam, Kamboçya ve Bangladeş gibi bölgedeki diğer önemli üretim ülkelerini de dolaylı olarak etkilemeye başladı. Artan vergiler, küresel tedarik zincirlerinde ciddi maliyet baskısı yaratırken, moda markalarını alternatif üretim üsleri arayışına itti. Türkiye, Fas ve Mısır, bu yeni dönemde hem lojistik avantajları hem de politik stabiliteleri sayesinde öne çıkan merkezler haline geliyor. Ancak bu geçiş, yalnızca bir lokasyon değişikliğinden ibaret değil. Yeni bir stratejik anlayış, sürdürülebilirlik bakışı ve tedarik esnekliği ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Yeni Üretim Merkezleri: Türkiye, Fas ve Mısır Trump yönetiminin açıklaması sonrasında gelen ilk tepkiler, moda dünyasında büyük bir belirsizlik dalgası yarattı. Fakat son birkaç gün içinde gündeme gelen haberler, özellikle Türkiye, Fas ve Mısır gibi ülkelerin “yeni üretim üsleri” olarak öne çıkmaya başladığını gösteriyor. Son yayınlara göre, birçok Amerikalı ve Avrupalı moda perakendecisi, mevcut üretim ağındaki riskleri dağıtmak ve vergi yükünü hafifletmek için bu ülkelere yönelmeye başladı. Peki moda markaları bu süreçte neler yapmalı? Moda Markaları için Yol Haritası Değişen tedarik koşulları ve sürdürülebilirlik gereklilikleri, moda markalarını proaktif önlemler almaya yöneltiyor. Perakende birlikleri, yatırımcılar ve sektör profesyonelleri de markaların bu dönemi etkin yönetebilmeleri için çeşitli stratejiler üzerinde duruyor. İşte moda şirketlerinin bu süreçte atması gereken başlıca adımlar: Kapsamlı Tedarik Zinciri Analizi Şirketler öncelikle mevcut tedarik zincirlerini uçtan uca mercek altına almalı. Hangi ürünün hangi bileşeni nereden geliyor, kritik bağımlılıklar neler – bunlar net şekilde haritalandırılmalı. Coğrafi, siyasi ve tedarikçi bazlı riskler detaylı bir analizle  ortaya konulmalı. Bu çalışma, zayıf noktaları ve iyileştirme fırsatlarını belirleyerek yol haritasının temelini oluşturacaktır. Özellikle jeopolitik gerginlikler, doğal afet olasılıkları, lojistik darboğazlar  gibi konular için senaryolar geliştirilmeliler. Toplam sahip olma maliyeti hesaplanırken sadece üretim maliyeti değil, taşıma, tarife, stoklama  gibi tüm unsurlar hesaba katılmalı.​Bunların yanı sıra; Ürün başına toplam karbon izi nedir? Gümrük vergisi riskine ne kadar maruzuz? Stok devir hızı ve teslimat sürelerinde darboğazlar nerede oluşuyor? Tedarikçinin ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) skorlaması nedir? gibi çok boyutlu sorulara da yanıt üretmeliler.   Tedarik Çeşitlendirme ve Yakın Üretim Stratejisi Risk analizi sonrasında, tek bir bölgeye veya tedarikçiye aşırı bağımlılığı azaltacak çeşitlendirme adımları  atılmak önemli. Uzak Asya’ya alternatif olarak Türkiye, Fas, Mısır gibi bölgelere yönelmek bu stratejinin bir parçası; ancak aynı zamanda mevcut Asya tedarikçileri içinde de alternatifler yaratmak gerekebilir. ABD’li sektör otoriteleri, firmaların 2025’te riskleri azaltmak için tedarik zinciri dönüşümüne ve yakın üretim stratejilerine öncelik vermeleri  gerektiğini vurguluyor​ Bu bağlamda atılacak adımlar planlanırken, üretimin kademeli ve kontrollü şekilde kaydırılması, deneme üretimleriyle kalite ve kapasite takibi önem kazanıyor.   "Total Cost of Ownership" (TCO) Yaklaşımını Benimsemek Çoğu şirket birim üretim maliyetine odaklanırken, toplam sahip olma maliyeti  kavramı göz ardı edilir. Oysa ki ürünün tedarik sürecindeki maliyeti sadece üretim değil; navlun, gümrük vergisi, stok maliyeti, gecikme cezası, geri iade oranı, döviz kuru riski gibi kalemlerden oluşur. Örnek:  Çin’de üretimi yapılan bir gömlek, görünürde %20 daha ucuz olabilir. Ancak yeni %145 gümrük vergisi, artan taşıma süreleri ve döviz dalgalanması bu maliyeti fiilen iki katına çıkarabilir. Jeopolitik ve Regülasyon Risklerini Senaryolaştırmak Modaya yön veren markalar artık sadece pazarlama değil, risk modellemesi de yapmak zorunda. Olası bir bölgesel çatışma, pandemi, enerji krizi veya çevre regülasyonları gibi olaylara karşı: B Planı üretim merkezleri  belirlenmeli. Her üretim lokasyonu için “senaryo bazlı karar ağaçları” oluşturulmalı. Üretim, en az 2-3 farklı ülkede paralel olarak sürdürülebilecek şekilde yapılandırılmalı. Not:  Bu dönüşüm sürecinde markaların en sık yaptığı hata, üretimi bir gecede taşımaya kalkmalarıdır. Doğrusu: kademeli geçiş , pilot üretim , yerinde gözlem , karşılıklı yatırım  ve uzun vadeli bağ kurma . Yerel İş Ortaklıklarının Güçlendirilmesi Yeni üretim merkezlerinde başarılı olmanın anahtarlarından biri, yerel paydaşlarla güçlü ilişkiler  kurmaktan geçiyor. Tedarikçileri sadece mal/hizmet alınan taraf değil, birer çözüm ortağı olarak konumlandırmak uzun vadeli başarı getirecektir​ Markalar, Türkiye’deki, Fas’taki, Mısır’daki partner fabrikalarla açık iletişim ve bilgi paylaşımına dayalı bağlar kurarak karşılıklı büyümeyi hedeflemeliler. Bu yaklaşım, kriz zamanlarında dayanışmayı kolaylaştıracağı gibi inovasyon ve kalite iyileştirme süreçlerinde de ortak hareket etmeyi sağlar. İhtiyaç duyulması halinde yerinde destek ekipleri  bulundurmak, düzenli ziyaretlerle üreticileri geliştirmek ve teknoloji transferi yapmak da bu sürecin parçası olabilir. Unutulmamalıdır ki, tedarikçi ekosistemi ne kadar güçlüyse, markanın tedarik zinciri de o kadar dayanıklı olur. Teknoloji ve Dijital Dönüşüm Yatırımları Dağıtık ve dinamik bir tedarik ağı yönetebilmek için markaların teknolojiye yatırım  yapması kritik önem taşıyor. Tedarik zinciri yazılımları, gerçek zamanlı takip sistemleri, veri analitiği ve yapay zekâ destekli öngörü araçları sayesinde, çoklu bölgelerdeki üretimi anlık izlemek ve optimize etmek mümkün. Örneğin, dijital platformlar aracılığıyla bir siparişin hangi aşamada olduğunu veya bir konteynerin konumunu anbean takip etmek, olası gecikmelere hızla müdahale imkânı tanıyabilir. Otomasyon teknolojileri  de yakın coğrafyalardaki üretim tesislerinde devreye alınarak, birim maliyetlerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Bu sadece üretim bandında robotik sistemler değil, aynı zamanda depolama ve lojistikte akıllı sistemlerin kullanımı şeklinde düşünülebilir. Teknoloji yatırımları ilk planda maliyet gibi görülse de, orta vadede verimlilik artışıyla kendini amorti edecek ve rekabet avantajı sağlayacaktır. Örneğin, her markanın ürün portföyünde “satışa yön veren” bazı stratejik parçalar (örneğin denim pantolon, dış giyim, ayakkabı tabanı) vardır. Bu kritik ürün ve bileşenlerin stratejik envanterini çıkarmak oldukça önemli. Nerede üretildiği, Üreticinin kapasite ve güvenilirlik seviyesi, Bu ürünlerin alternatifsizliği gibi kriterlere göre güvenlik stoku , ikincil tedarikçi havuzu ve hatta dikey entegrasyon  opsiyonları oluşturulmalıdır. Bunun yanı sıra, tedarik zinciri analizleri Excel tablolarıyla değil, dinamik yazılımlarla ve yapay zekâ destekli karar sistemleriyle yapılmalı. Hangi ürünü, hangi ülkede üretirse, kaç gün erken teslimat alır? %10’luk döviz oynaklığı üretim maliyetine nasıl yansır? ESG uyumsuzluğu nedeniyle 2026’da karşılaşılabilecek yaptırımlar nelerdir? gibi soruları gerçek zamanlı olarak  görebilmeli. Bu veriler, sadece operasyonel değil; pazarlama, finans ve yatırım kararlarını da yönlendirici olmalı. Sürdürülebilirlik ve Uyum Politikaları “Sürdürülebilirlik bir tercih değil, mevzuat gereği bir zorunluluk” cümlesi artık teorik bir slogan değil. Avrupa Birliği’nin hazırladığı Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CSDDD)  ve Almanya’nın Tedarik Zinciri Yasası , 2025’te markaları çevresel ve sosyal etkileri belgeleme zorunluluğuyla karşı karşıya bırakıyor. Bu nedenle markaların tedarik zinciri stratejilerini belirlerken çevresel ve sosyal etkiyi merkeze alması gerekiyor. Yeni üretim bölgeleri seçilirken, buralardaki üreticilerin çevre standartlarına uyumu, işçi hakları konusundaki sicili dikkatle değerlendirilmeliler. Hatta mümkünse, markalar bizzat sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaşması için destek projeleri geliştirmeli. Örneğin, daha az su kullanan boya teknolojileri , yenilenebilir enerjiye geçiş , geri dönüştürülmüş ham madde kullanımı  gibi konularda tedarikçilerini teşvik edebilir, eğitimler sağlayabilirler. Uyum için yapılması gerekenler: Tedarikçilerin karbon ayak izi ölçümünü sağlamak Geri dönüştürülmüş materyal kullanım oranını artırmak Atık su yönetim sistemi kuran üreticilerle çalışmak İşçi hakları, sendikal haklar, güvenli çalışma ortamları konusunda düzenli denetim yapmak PEKİ ya HİKAYE? Markaların Bu Yeni Üretim Merkezleriyle Kuracakları İşbirliği Modeli ve Tüketici Algısı Rekabetin yoğun olduğu moda sektöründe, ürünlerin menşei ve üretim hikâyesi, tüketici algısında giderek daha belirleyici bir rol oynamaya başladı. Özellikle genç nesil (Z Kuşağı ve Milenyaller), satın aldıkları ürünün sadece estetiğiyle değil, üretim koşulları, etik standartları, çevresel etkisi ve toplumsal yarar boyutlarıyla da ilgileniyor. Bu nedenle, markalar Türkiye, Fas veya Mısır gibi yeni üretim üslerine geçerken; bu geçişi basit bir “tedarik değişikliği” olarak görmek yerine, marka hikâyesine entegre edecek bir pazarlama stratejisi geliştirmeli. Üretim Hikâyesini Şeffaflaştırma ve Hikâyeleştirme Markalar, yeni üretim merkezlerini “daha sürdürülebilir, daha etik ve daha yenilikçi” bir anlayışla konumlandırarak tüketicilerin güvenini kazanabilir. Bu kapsamda, üretim tesislerinin iyileştirilmesi, yerel halkla ortak projeler yürütülmesi gibi adımlar, pazarlama kampanyalarında gerçek veriler ve sahadan hikâyelerle desteklenmeli. Dijital platformlar ise, bu şeffaflığı sağlamada kilit rol oynuyor. Üretim videosu paylaşımları, sosyal medya üzerinden direkt fabrika çalışanlarının veya tasarımcıların sesine yer verilmesi, ürün etiketlerinde QR kod aracılığıyla üretim sürecine dair bilgilere ulaşılabilmesi ve hatta Koleksiyonlara yerel kültürel dokunuşlar (Anadolu nakışları, Fas dokumaları, Mısır pamuk temaları) entegre etmek gibi uygulamalar tüketici bağlılığını artıran birkaç örnek Yerel Kültürel Değerleri Sahiplenme ve Ortak Ürün Geliştirme Yeni üretim coğrafyalarına geçişte en kritik unsur: güven . Yeni üretim üslerinde, yerel kültürel motiflerin veya zanaat geleneklerinin modaya entegre edilmesi, markaya farklılaşma avantajı kazandırabilir. Örneğin Fas’ın el işi dokumaları, Türkiye’nin geleneksel nakış teknikleri ya da Mısır’ın pamuk konusundaki ünü, global koleksiyonlara özgün bir tat katarak “küresel ama yerel” bir hissiyat yaratır. Bu tür projelerin, bölgede yaşayan zanaatkârlarla iş birliği halinde yürütülmesi ve çalışanların emeğinin adil bir şekilde değerlendirilmesi, markanın sosyal sorumluluk imajını da güçlendirir. Sonuçta, “yerel iş ortaklıklarını” sadece maliyet-fayda ekseninde değil, hikâyeleştirme ve sürdürülebilir değer yaratma odağında da değerlendirmek gerekir. İleriye Dönük Risk Yönetimi ve Tüketici Psikolojisi Tedarik zinciri çeşitlendirmesi yaparken, “kısa vadeli vergi avantajı” motivasyonunun ötesine geçip; politik riskler, döviz dalgalanmaları ve bölgesel istikrarsızlık gibi faktörler de hesaba katılmalı. Tüketiciler için de en az kalite ve fiyat kadar önemli olan “markaya duydukları güven”dir. Sık üretim yeri değişiklikleri, bu güveni olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, markaların seçimlerini uzun vadeli stratejilere ve ortaklıklara dayandırması, tüketicinin zihninde “sürekli arayışta ve belirsiz” bir marka imajı oluşmasını engeller. Davranışsal ekonomi perspektifinden bakıldığında, tüketicinin markaya duyduğu güven ve marka sadakati, kriz zamanlarında fiyat esnekliğinin de önüne geçer. Güvenilirliğini kanıtlamış, etik değerlere önem veren markalar, tüketicinin “fiyat” yerine “değer” odaklı karar almasını sağlar. Pazarlama ve İletişim Stratejisinde Çoklu Kanal Yaklaşımı Yeni üretim lokasyonları ve sürdürülebilirlik konularını efektif bir şekilde anlatmak için markaların çok kanallı (omnichannel) iletişim stratejisi geliştirmesi gerekir. Sosyal medya, influencer iş birlikleri, online mağaza, fiziksel perakende mağazaları ve basın lansmanları gibi her temas noktasında “ürün kalitesi + üretim hikâyesi + sürdürülebilirlik vizyonu” üçlüsü tutarlı ve çekici bir dille vurgulanmalıdır. Markalar, tüketicilerin gittikçe kişiselleştirilmiş deneyimler beklediğini unutmamalı. Yeni üretim tesislerinde geliştirilen koleksiyonlar için hedef kitleye özel kampanyalar, kişiselleştirilmiş dijital içerikler ve interaktif etkinlikler (örneğin VR ile üretim tesislerini gezme deneyimi) bu süreci daha görünür ve ilgi çekici hale getirebilir. Bu doğrultuda; Türkiye, Fas ve Mısır gibi yeni üretim merkezleri, sadece “maliyet avantajı” veya “tarife engellerini aşma” fırsatı değil, aynı zamanda markalara yepyeni bir hikâye ve değer önerisi yaratma potansiyeli sunar. Proaktif bir yaklaşımla, üretim yeri değişikliğinin yarattığı karmaşayı avantaja dönüştüren markalar, tüketiciler nezdinde farklılaşarak uzun vadeli bir bağlılık ve itibar kazanabilirler. Markalar, çevre dostu ve etik üretim ilkelerini  bir kurumsal kültür haline getirerek, sadece mevzuata uyum için değil, aynı zamanda tüketicilere verdikleri söz gereği bu alanda liderlik etmeliler. Sektör profesyonelleri, 2025 ve sonrasında markaların ancak bu şekilde rekabetçi ve itibarlı kalabilirler.

  • Fashion Revolution 2025 temasını ve planlarını açıkladı

    2025 yılı, moda sektöründe toplumsal ve çevresel adalet mücadelesine ivme kazandıracak önemli bir eşikle geliyor. 22-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan Fashion Revolution Week , bu yıl “ Yerelden Küresele Düşün, Yerelde Harekete Geç ” temasıyla düzenleniyor. Küresel markaların şeffaflık vaatlerini geri plana attığı, çevre koruma yasalarının gevşetildiği ve işçi haklarının göz ardı edildiği bir dönemde, bu çağrı her zamankinden daha güçlü yankı buluyor. Moda Devrimi Hareketi’nin öncülüğünde 80’i aşkın ülkede düzenlenecek etkinliklerle bireylerin bilgilenmesi, yerel politika yapıcılarla diyalog kurması ve moda endüstrisinin çevresel/sosyal etkileri konusunda kolektif bir bilinç oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda, katılımcılara yerel düzeyde harekete geçmeyi kolaylaştıracak kaynaklar, tartışma başlıkları ve eylem rehberleri sunuluyor. Hareketin yöneticisi Sarah Jay’in sözleriyle: “Modanın sadece estetik değil, etik bir mesele olduğunu yıllardır söylüyoruz. ‘Bu kıyafeti kim yaptı?’ sorusu hâlâ geçerli. Ancak artık daha fazlasını sorma zamanı: Nasıl üretildi? Kimin hayatını etkiledi? Doğaya neye mal oldu? Bu soruları sormak cesaret ister. Ama sessiz kalmak çok daha ağır bir bedel doğurur.” Bu yıl ayrıca, 26 Nisan’da geçen yıl ilgi gören “Kamusal Alanda Onarım Günü”  yeniden düzenlenecek. Katılımcılar, eski giysilerini onararak aşırı üretim ve aşırı tüketim kültürüne karşı sessiz ama etkili bir protestoya katılmış olacak. Hareket, bu eylemi “giysi tamir etmenin devrimsel bir tutum” olduğu vurgusuyla tanımlıyor. Aynı gün çevrim içi olarak Slow Stitch Club  iş birliğiyle düzenlenecek Darning Atölyesi  ise, onarım teknikleri öğrenmek isteyenlere açık olacak. Katılımcılar yalnızca teknik değil, aynı zamanda felsefi bir dönüşüm sürecine de davet ediliyor: "Sevdiğimiz giysiler, daha uzun yaşamalı." Günümüz moda dünyası, sürdürülebilirlik söylemlerinden çok daha fazlasını gerektiriyor. Bu yılın teması; yerel toplulukların, üreticilerin ve tüketicilerin birlikte hareket ederek, modanın geleceğini dönüştürme gücüne sahip olduğunu hatırlatıyor. Çünkü dönüşüm sadece yukarıdan değil, aşağıdan da başlar.

Hepsini Görüntüle

Diğer Sayfalar (15)

  • Son Gelişmeler | Bi Moda Hayat

    Sürdürülebilir moda dünyasındaki en güncel haberleri, yenilikçi markaları ve çevre dostu iş modellerini keşfetmek için Bi Moda Hayat'ı takip edin! ♻️ Yeşil dönüşüm ve etik üretim trendlerinden, döngüsel ekonomi ve yenilikçi tekstil teknolojilerine kadar sürdürülebilirliğin moda sektöründeki etkisini derinlemesine ele alıyoruz. 👗 Sürdürülebilir markalar, yatırım fırsatları ve trend analizleri ile sektörün geleceğini şekillendiren gelişmeleri ilk siz öğrenin! Son Gelişmeler GÜNCEL HABERLER Oysho ve Fulgar İşbirliği ile Eski Otomobil Lastiklerden Yeni Spor Kıyafetler Otomobil lastiklerinden iplik ve hatta spor koleksiyonu olur mu? Bu sorunun cevabı Oysho ve Fulgar işbirliğinde. Oysho, yüksek kaliteli... Yenilikler 15 dakika önce 6 dakikada okunur Trump’ın Vergi Hamlesi Moda Tedarik Zincirlerini Yeniden Şekillendiriyor Türkiye, Fas ve Mısır Yeni Üretim Merkezleri Olarak Öne Çıkıyor Yazı: Ayşenur Ülvan Erkan Dünya moda sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın... ESG I Araştırma I Raporlar 9 saat önce 11 dakikada okunur İngiltere, Moda Sektöründeki “Yeşil Aklama” Çalışmalarına Yönelik Yasal Mücadele Başlattı Birleşik Krallık, 6 Nisan itibarıyla tüketici haklarını korumak adına önemli bir dönüm noktasına girecek. Yeni uygulamaya konan Dijital... ESG I Araştırma I Raporlar 13 saat önce 2 dakikada okunur 1 2 3 4 5 MARKALAR Oysho ve Fulgar İşbirliği ile Eski Otomobil Lastiklerden Yeni Spor Kıyafetler Otomobil lastiklerinden iplik ve hatta spor koleksiyonu olur mu? Bu sorunun cevabı Oysho ve Fulgar işbirliğinde. Oysho, yüksek kaliteli... Yenilikler 15 dakika önce 6 dakikada okunur YKK®'nın Üçüncü Sürdürülebilirlik Dergisi Yayınlandı Kaynak: https://ykkdigitalshowroom.com/ YKK®, moda endüstrisine yön veren yenilikçi bağlantı çözümleriyle tanınmakla kalmayıp, aynı... ESG I Araştırma I Raporlar 5 gün önce 3 dakikada okunur Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Yeni sezonun en heyecan verici işbirliği, Coach ile vintage perakendeci Beyond Retro’nun ana şirketi Bank & Vogue arasında gerçekleşti.... Moda 24 Mar 3 dakikada okunur DeFacto, Sorumlu Denim Üretimi ile 168 Ton Su Tasarrufu Sağladığını Açıkladı Moda sektöründe sürdürülebilirlik, hem üretim yöntemlerini hem de tüketim alışkanlıklarını dönüştürmeye devam ediyor. Bu dönüşümün önemli... Moda 22 Mar 2 dakikada okunur Lucy & Yak’ın Nöroçeşitlilik Haftası’nı Desteklemek için Sınırlı Sayıdaki Sürdürülebilir Koleksiyonu Piyasaya Sürdü Sosyal ve çevre bilinciyle tanınan İngiliz moda markası Lucy & Yak, 17-23 Mart tarihleri arasında kutlanan Nöroçeşitlilik Farkındalık... Projeler 18 Mar 6 dakikada okunur Boss x Art Basel ile Moda, Sanat ve Sürdürülebilirliği Yeniden Tanımlayan Vizyoner İşbirliği Boss x Art Basel: Moda, Sanat ve Sürdürülebilirliği Yeniden Tanımlayan Vizyoner İş Birliği Dünya moda sahnesinin iddialı ismi Boss ve... Sanat 9 Mar 3 dakikada okunur Eren Perakende “İş’te Eşit Kadın Sertifikası” ile Kadın İstihdamında Sektöre Öncülük Ediyor Eren Perakende, Sürdürülebilirlik Akademisi ve Intertek iş birliğiyle gerçekleştirilen bağımsız denetimi başarıyla tamamlayarak,... ESG I Araştırma I Raporlar 8 Mar 1 dakikada okunur & Other Stories ve Uluslararası Karimah Hassan ile Kadınlar Günü’ne Özel Sanatsal Dokunuş 2025 Uluslararası Kadınlar Günü için & Other Stories, disiplinlerarası sanatçı Karimah Hassan ile bir araya gelerek çok özel bir tasarım... Projeler 5 Mar 1 dakikada okunur 1 2 3 4 5 MODA Oysho ve Fulgar İşbirliği ile Eski Otomobil Lastiklerden Yeni Spor Kıyafetler Otomobil lastiklerinden iplik ve hatta spor koleksiyonu olur mu? Bu sorunun cevabı Oysho ve Fulgar işbirliğinde. Oysho, yüksek kaliteli... Yenilikler 15 dakika önce Trump’ın Vergi Hamlesi Moda Tedarik Zincirlerini Yeniden Şekillendiriyor Türkiye, Fas ve Mısır Yeni Üretim Merkezleri Olarak Öne Çıkıyor Yazı: Ayşenur Ülvan Erkan Dünya moda sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın... ESG I Araştırma I Raporlar 9 saat önce İngiltere, Moda Sektöründeki “Yeşil Aklama” Çalışmalarına Yönelik Yasal Mücadele Başlattı Birleşik Krallık, 6 Nisan itibarıyla tüketici haklarını korumak adına önemli bir dönüm noktasına girecek. Yeni uygulamaya konan Dijital... ESG I Araştırma I Raporlar 13 saat önce 1 2 3 4 5 EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Trump’ın Vergi Hamlesi Moda Tedarik Zincirlerini Yeniden Şekillendiriyor Türkiye, Fas ve Mısır Yeni Üretim Merkezleri Olarak Öne Çıkıyor Yazı: Ayşenur Ülvan Erkan Dünya moda sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın... ESG I Araştırma I Raporlar 9 saat önce 11 dakikada okunur Milenyum Kuşağı Sorumlu Tüketim Davranışları ile Perakende Sektörünü Dönüştürüyor Dünya genelinde perakende sektörünün dönüşümüne tanık olduğumuz şu günlerde, tüketici davranışları hızla yenileniyor. İkinci el moda... ESG I Araştırma I Raporlar 24 saat önce 4 dakikada okunur 1 2 3 4 5 PROJELER Mudo Re: Life Sürdürülebilirlikte Moda Sektörüne Yeni Bir Soluk Mu Getiriyor? Projeler 2 gün önce 2 dakikada okunur Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Moda 24 Mar 3 dakikada okunur ONTO Retail ile "Sanayiden Sanata" Projesi Projeler 21 Mar 1 dakikada okunur Lucy & Yak’ın Nöroçeşitlilik Haftası’nı Desteklemek için Sınırlı Sayıdaki Sürdürülebilir Koleksiyonu Piyasaya Sürdü Projeler 18 Mar 6 dakikada okunur & Other Stories ve Uluslararası Karimah Hassan ile Kadınlar Günü’ne Özel Sanatsal Dokunuş Projeler 5 Mar 1 dakikada okunur Moda Dünyasında Elyaf Kirliliğiyle Mücadele: “Behind the Break” Projesi Sahneye Çıkıyor ESG I Araştırma I Raporlar 5 Mar 3 dakikada okunur 1 2 3 4 5 YENİLİKLER Oysho ve Fulgar İşbirliği ile Eski Otomobil Lastiklerden Yeni Spor Kıyafetler Otomobil lastiklerinden iplik ve hatta spor koleksiyonu olur mu? Bu sorunun cevabı Oysho ve Fulgar işbirliğinde. Oysho, yüksek kaliteli... Yenilikler 15 dakika önce Türkiye Tekstil Sektörü’nde Krizlerden Çıkış ve 2026’ya Doğru Tekstil Ekosistemini Yeniden Tasarlayan Stratejiler Yıllar boyunca Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan tekstil ve hazır giyim sektörü, son dönemde peş peşe gelen krizlerin... ESG I Araştırma I Raporlar 15 Mar Texhibition 2025’de Sürdürülebilir Tekstil Alanında Neler Öne Çıktı? Dünya tekstil sektörü, 5-7 Mart 2025’te İstanbul’da düzenlenen Texhibition fuarında bir araya geldi. 500’ün üzerinde katılımcı firmanın... Etkinlik 14 Mar Ihlamur Ağacı ve Sürdürülebilir Moda Doğanın bize sunduğu en değerli hazinelerden biri olan ıhlamur ağacı , sadece sağlık ve şifa kaynağı değil, aynı zamanda sürdürülebilir... Yenilikler 16 Şub 1 2 3 4 5

  • Editörün Seçtikleri | BiModaHayat

    Yeşil dönüşüm ve etik üretim trendlerinden, döngüsel ekonomi ve yenilikçi tekstil teknolojilerine kadar sürdürülebilirliğin moda sektöründeki etkisini derinlemesine ele alıyoruz. Editörün Seçtikleri Trump’ın Vergi Hamlesi Moda Tedarik Zincirlerini Yeniden Şekillendiriyor Türkiye, Fas ve Mısır Yeni Üretim Merkezleri Olarak Öne Çıkıyor Yazı: Ayşenur Ülvan Erkan Dünya moda sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın... ESG I Araştırma I Raporlar 9 saat önce 11 dakikada okunur Milenyum Kuşağı Sorumlu Tüketim Davranışları ile Perakende Sektörünü Dönüştürüyor Dünya genelinde perakende sektörünün dönüşümüne tanık olduğumuz şu günlerde, tüketici davranışları hızla yenileniyor. İkinci el moda... ESG I Araştırma I Raporlar 24 saat önce 4 dakikada okunur Mudo Re: Life Sürdürülebilirlikte Moda Sektörüne Yeni Bir Soluk Mu Getiriyor? Moda endüstrisi, sürdürülebilirlik kavramını uzun süredir gündeminde tutuyor. Ancak konu, yalnızca geri dönüştürülmüş materyaller... Projeler 2 gün önce 2 dakikada okunur Taipei Moda Haftası FW25‘e Sürdürülebilir Kapsül Koleksiyonlar Damgasını Vurdu Moda dünyası, son yıllarda sürdürülebilirlik ve yenilikçilik kavramlarını ön plana çıkararak, çevreye duyarlı ve yenilikçi tasarımlarla... Etkinlik 5 gün önce 2 dakikada okunur YKK®'nın Üçüncü Sürdürülebilirlik Dergisi Yayınlandı Kaynak: https://ykkdigitalshowroom.com/ YKK®, moda endüstrisine yön veren yenilikçi bağlantı çözümleriyle tanınmakla kalmayıp, aynı... ESG I Araştırma I Raporlar 5 gün önce 3 dakikada okunur Balinalar ile İklim Değişikliği Arasındaki Güçlü Bağ Son dönemde, önde gelen bilimsel dergilerde (örneğin Nature , Science ve Frontiers in Marine Science ) yayımlanan araştırmalar,... İklim Değişikliği 24 Mar 2 dakikada okunur Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Yeni sezonun en heyecan verici işbirliği, Coach ile vintage perakendeci Beyond Retro’nun ana şirketi Bank & Vogue arasında gerçekleşti.... Moda 24 Mar 3 dakikada okunur Taipei Moda Haftası AW25, Sürdürülebilirliği Merkeze Alıyor Tayvan’ın başkenti Taipei, 27 Mart - 30 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek Taipei Moda Haftası (TPEFW) ile bir kez daha moda... Etkinlik 23 Mar 2 dakikada okunur DeFacto, Sorumlu Denim Üretimi ile 168 Ton Su Tasarrufu Sağladığını Açıkladı Moda sektöründe sürdürülebilirlik, hem üretim yöntemlerini hem de tüketim alışkanlıklarını dönüştürmeye devam ediyor. Bu dönüşümün önemli... Moda 22 Mar 2 dakikada okunur ONTO Retail ile "Sanayiden Sanata" Projesi ONTO Retail, ÜÇGE Grup çatısı altında yer alarak TAİDER’in (Aile İşletmeleri Derneği) düzenlediği “Sanayiden Sanata” projesine katıldı ve... Projeler 21 Mar 1 dakikada okunur Lucy & Yak’ın Nöroçeşitlilik Haftası’nı Desteklemek için Sınırlı Sayıdaki Sürdürülebilir Koleksiyonu Piyasaya Sürdü Sosyal ve çevre bilinciyle tanınan İngiliz moda markası Lucy & Yak, 17-23 Mart tarihleri arasında kutlanan Nöroçeşitlilik Farkındalık... Projeler 18 Mar 6 dakikada okunur Yaratıcı Tarzın ve Sürdürülebilirliğin Renkli Yüzü Debra Rapoport Moda dünyasında, yaş sınırları ve kalıpları yıkarak özgün tarzıyla sahneye çıkan pek çok isim var. Ancak Debra Rapoport, cesur... Tasarımcılar 17 Mar 3 dakikada okunur Türkiye Tekstil Sektörü’nde Krizlerden Çıkış ve 2026’ya Doğru Tekstil Ekosistemini Yeniden Tasarlayan Stratejiler Yıllar boyunca Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan tekstil ve hazır giyim sektörü, son dönemde peş peşe gelen krizlerin... ESG I Araştırma I Raporlar 15 Mar 8 dakikada okunur Organik Pamuk ve Geleneksel Pamuk Arasında Çevresel, Ekonomik ve Sağlık Açısından Temel Farklar Nelerdir? Sürdürülebilir moda bilinci arttıkça, tüketiciler kıyafetlerinin hammaddelerinin etkisini daha çok sorgulamaya başladı. Pamuk, dünyada en... Bi*Soru I Bi*Cevap 15 Mar 6 dakikada okunur Texhibition 2025’de Sürdürülebilir Tekstil Alanında Neler Öne Çıktı? Dünya tekstil sektörü, 5-7 Mart 2025’te İstanbul’da düzenlenen Texhibition fuarında bir araya geldi. 500’ün üzerinde katılımcı firmanın... Etkinlik 14 Mar 4 dakikada okunur Paris Neden Moda Şehridir? Paris, moda dünyasının tartışmasız başkentlerinden biri olarak kabul edilir. Bu şöhretini yalnızca dünyaca ünlü markalara ev sahipliği... Bi*Soru I Bi*Cevap 10 Mar 2 dakikada okunur Sürdürülebilir Sanat Hayvanların Refahı için Şekillendi ve 'EARTHBALLS'un İlham Verici Yolculuğu Başladı Sanatçı Evan Bobo 'nun yaratıcılık, sürdürülebilirlik ve duyarlılığı harmanlayan eşsiz eseri "EARTHBALLS" , sanat dünyasında ses... Sanat 10 Mar 2 dakikada okunur Boss x Art Basel ile Moda, Sanat ve Sürdürülebilirliği Yeniden Tanımlayan Vizyoner İşbirliği Boss x Art Basel: Moda, Sanat ve Sürdürülebilirliği Yeniden Tanımlayan Vizyoner İş Birliği Dünya moda sahnesinin iddialı ismi Boss ve... Sanat 9 Mar 3 dakikada okunur & Other Stories ve Uluslararası Karimah Hassan ile Kadınlar Günü’ne Özel Sanatsal Dokunuş 2025 Uluslararası Kadınlar Günü için & Other Stories, disiplinlerarası sanatçı Karimah Hassan ile bir araya gelerek çok özel bir tasarım... Projeler 5 Mar 1 dakikada okunur Moda Dünyasının Asi Ruhu Vivienne Westwood ile Sürdürülebilirliğe Uzanan Bir Yolculuk Moda tarihinde iz bırakan isimlerden biri olan Vivienne Westwood, yarım asrı aşkın süredir sadece tasarımlarıyla değil, aynı zamanda... Tasarımcılar 25 Şub 3 dakikada okunur Fransa PFAS Kullanımı Konusundaki Yasayı Kabul Etti Fransa Parlamentosu, özellikle kozmetik ve giyim başta olmak üzere birçok üründe kullanılan, “sonsuza dek kimyasallar” olarak bilinen... ESG I Araştırma I Raporlar 24 Şub 4 dakikada okunur Trump’ın ESG Tepkisi Moda Dünyasına Ne İfade Ediyor? Donald Trump’ın son dönemde çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine yönelik eleştirileri, moda sektöründe sürdürülebilirliğe... ESG I Araştırma I Raporlar 23 Şub 4 dakikada okunur H&M Vakfı Fashion ReModel projesine 1,5 milyon dolarlık ağış yaptı Moda dünyası büyük bir değişimden geçiyor ve bu sadece görünümle ilgili değil, sürdürülebilirlikle ilgili. H&M Vakfı, Ellen MacArthur... Projeler 23 Şub 2 dakikada okunur ELV Denim, Sürdürülebilir Lüksün Yeni Tanımı Mı? Londra Moda Haftası, bu yıl farklı bir ışıltıya sahne oldu: ELV Denim, %100 geri dönüştürülmüş materyallerle yarattığı sürdürülebilir... Etkinlik 22 Şub 2 dakikada okunur Moda Tarihinde Zamansız Bir İz Osmanlı’nın Kaybolan Kıyafetlerinin Hikayesi Tarih ve moda, birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında iç içe geçmiş iki güçlü anlatı. Giyim, bir toplumun kimliğini, statüsünü ve... Tasarımcılar 21 Şub 2 dakikada okunur Mavi ve Kurtaran Ev’den Patili Dostlar İçin Kalpleri Isıtan İş Birliği Moda dünyasında stil kadar anlam da taşıyan projeleriyle öne çıkan Mavi, hayvan dostları için ilham verici bir adım atıyor. Daha önce... Projeler 21 Şub 2 dakikada okunur Starbucks’tan Kompostlanabilir Bardaklarla Yeşil Dönüşüme Yeni Bir Adım Dünyanın en sevilen kahve markalarından Starbucks, sürdürülebilirlik vizyonunu bir adım ileri taşıyarak çevre dostu yeni bardaklarını... Editörün Seçtikleri 20 Şub 1 dakikada okunur Colin’s’in Sürdürülebilir Moda Projesi "Denim Fikrim Tasarım" Yarışması PRİDA'dan Ödül Aldı Sürdürülebilir moda anlayışını benimseyen ve yenilikçi projeleriyle sektöre yön veren Colin’s, Denim Fikrim Tasarım Yarışması ile... Etkinlik 20 Şub 2 dakikada okunur Sadeleşme Trendi Güçleniyor Lüks Modanın Geleceği Tehlikede mi? "No-Buy 2025" Akımı: Tüketim Karşıtı Bir Hareket Genç tüketiciler arasında hızla yayılan "No-Buy... Moda 18 Şub 1 dakikada okunur No-Buy 2025 Nedir? Moda Endüstrisinde Tüketim Karşıtı Bir Devrim No-Buy Hareketi Nedir? Modada minimalizm ve bilinçli tüketim rüzgarları esiyor! No-Buy... Bi*Soru I Bi*Cevap 18 Şub 2 dakikada okunur Sinnfluencer Nedir? Ne İş Yapar? Günümüzde sosyal medya, bireylerin yaşam biçimlerini şekillendiren, tüketici alışkanlıklarını yönlendiren ve bilgiye erişimi hızlandıran... Editörün Seçtikleri 17 Şub 3 dakikada okunur GOTS Sertifikası Nedir? Modada Şıklığın ve Sürdürülebilirliğin Buluştuğu Nokta! Moda sadece iyi görünmekle mi ilgili? Yoksa iyi hissetmek ve doğru seçimler... Bi*Soru I Bi*Cevap 17 Şub 2 dakikada okunur Mavi, CDP Global A Listesine Çift A Notuyla Giren İlk ve Tek Türk Hazır Giyim Şirketi Oldu Mavi, İklim Değişikliği ve Su Güvenliği alanlarındaki başarısıyla CDP Global A listesinde! Dünyanın en büyük çevre raporlama platformu... Editörün Seçtikleri 17 Şub 2 dakikada okunur Ihlamur Ağacı ve Sürdürülebilir Moda Doğanın bize sunduğu en değerli hazinelerden biri olan ıhlamur ağacı , sadece sağlık ve şifa kaynağı değil, aynı zamanda sürdürülebilir... Yenilikler 16 Şub 1 dakikada okunur Gardırop Detoksu: Daha Sürdürülebilir Bir Tarz İçin Yenilenme Zamanı! Gardırobunuzda yer açmak, gereksiz tüketimi azaltmak ve gerçekten ihtiyacınız olan kıyafetleri belirlemek için bir moda detoksuna ne... Tavsiyeler 16 Şub 1 dakikada okunur Yavaş Moda Nedir? Daha Bilinçli ve Sürdürülebilir Bir Tarzın Peşinde! Moda dünyası, uzun yıllardır hızlı tüketimin etkisi altında. Yeni sezonlar, sürekli... Bi*Soru I Bi*Cevap 16 Şub 2 dakikada okunur Yeni Nesil Alışveriş Kültürü Döngüsel Moda Eskiden bir kıyafet modası geçtiğinde ya çöpe atılır ya da gardırobun derinliklerinde kaybolurdu. Şimdi ise durum tamamen farklı.... Tavsiyeler 14 Şub 3 dakikada okunur Sürdürülebilirlik, Moda Endüstrisinde Kalıcı Bir Değer Mi? Moda, artık sadece stil ve trendlerden ibaret değil—çevresel ve etik bilinç, tarz kadar önemli hale geldi. Giderek daha fazla marka,... Son Gelişmeler 14 Şub 2 dakikada okunur Hero Baby’den Ebeveynlere Güç Veren Yeni Kampanya: ‘İçindekine Güven’ 130 yılı aşkın süredir bebek beslenmesi alanında güvenilir ürünler sunan Hero Baby, yeni kampanyası ‘İçindekine Güven’ ile ebeveynleri... Son Gelişmeler 14 Şub 2 dakikada okunur Sürdürülebilir Tekstilin Geleceği: TENCEL™ ile Yenilikçi İş Birlikleri ve Çevre Dostu Çözümler Tekstil ve moda endüstrisi, sürdürülebilirlik ve dairesel ekonomi odaklı yeniliklerle hızla dönüşmeye devam ediyor. Özellikle... Yenilikler 15 Eki 2024 2 dakikada okunur İkinci El Sektöründe Avrupa GSYİH'sine 7 Milyar Avroluk Katkı ve Yasal Destek Gereksinimi İkinci el moda sektörü, Avrupa ve Afrika'da hızla büyüyen bir ekonomik güç haline gelerek, yalnızca ekonomik kalkınmaya değil, aynı... Son Gelişmeler 15 Eki 2024 2 dakikada okunur Hummel, Üniversite Öğrencilerine Özel Bee Campus İle Spor Giyime Yeni Bir Soluk Getiriyor! 100 yıllık mirasını gençlerle buluşturan Hummel, üniversite öğrencilerine özel avantajlar sunan Bee Campus programıyla dikkat çekiyor.... Projeler 2 Eki 2024 1 dakikada okunur Textile Exchange: Sürdürülebilirlik Hedefleri Sentetik Elyafların Gölgesinde Kalmaya Devam Ediyor Küresel moda endüstrisi, sürdürülebilirlik vaadlerine rağmen, fosil bazlı sentetik elyaflara olan bağımlılığını sürdürmeye devam ediyor.... Son Gelişmeler 2 Eki 2024 2 dakikada okunur Moda Defilelerinin Yükselen Maliyetlerinin Arkasındaki Çevresel Maliyet Moda sektörü, yaratıcı tasarımlar ve yenilikçi trendlerle her sezon ön planda olsa da, sahne arkasında gerçekleşen devasa maliyetler çoğu... Etkinlik 30 Eyl 2024 3 dakikada okunur Moda Sektöründe Karbonsuzlaştırma: Unlock Programı ile Sürdürülebilir Pamuk Üretimine Geçiş Moda sektörü, sürdürülebilir pamuk üretimini teşvik etmek ve tedarik zincirindeki karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla kapsamlı bir... Projeler 30 Eyl 2024 1 dakikada okunur Deniz Yosunu Bazlı Giysiler ile Moda Endüstrisi Sürdürülebilirliğe Doğru Yeni Bir Adım Atıyor Moda dünyası, çevresel etkileri azaltma çabalarını sürdürürken, yeni nesil sürdürülebilir malzemeler büyük önem kazanıyor. Sentetik... Yenilikler 25 Eyl 2024 1 dakikada okunur Sürdürülebilir Moda Ödülleri 2024'ün Kazananları Belli Oldu İtalya'nın moda devi Camera Nazionale della Moda Italiana (CNMI), Teatro alla Scala'da düzenlenen görkemli bir törenle, 2024... Etkinlik 25 Eyl 2024 1 dakikada okunur Kamboçya'da Hazır Giyim İşçilerinin Asgari Ücreti 2025'te 208 Dolara Yükseliyor Kamboçya'da hazır giyim sektöründe çalışan işçilerin asgari ücreti 2025 yılında ayda 208 dolara yükseltilecek. Bu karar, Başbakan Samdech... Son Gelişmeler 25 Eyl 2024 1 dakikada okunur Canopy'den Hindistan'ın Yeni Nesil Elyaf Üretimi için 15 Milyar Dolarlık Yatırım Çağrısı Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Canopy, Hindistan'ın yeni nesil elyaf üretimini hızlandırmak için 13 ila 15 milyar dolarlık bir... Son Gelişmeler 18 Eyl 2024 1 dakikada okunur Shein'in 250 Milyon Euro Değerindeki 'Döngüsellik Fonu' Sürdürülebilir Modayı Mümkün Kılabilir mi? Ultra hızlı moda devi olarak bilinen Shein, beklenmedik bir hamleyle, sürdürülebilirlik ve döngüsellik odaklı bir fon oluşturduğunu duyurdu. Editörün Seçtikleri 11 Tem 2024 2 dakikada okunur

  • Moda | BiModaHayat

    Sürdürülebilir moda dünyasındaki en güncel haberleri, yenilikçi markaları ve çevre dostu iş modellerini keşfetmek için Bi Moda Hayat'ı takip edin! ♻️ Yeşil dönüşüm ve etik üretim trendlerinden, döngüsel ekonomi ve yenilikçi tekstil teknolojilerine kadar sürdürülebilirliğin moda sektöründeki etkisini derinlemesine ele alıyoruz. 👗 Sürdürülebilir markalar, yatırım fırsatları ve trend analizleri ile sektörün geleceğini şekillendiren gelişmeleri ilk siz öğrenin! Moda Oysho ve Fulgar İşbirliği ile Eski Otomobil Lastiklerden Yeni Spor Kıyafetler Otomobil lastiklerinden iplik ve hatta spor koleksiyonu olur mu? Bu sorunun cevabı Oysho ve Fulgar işbirliğinde. Oysho, yüksek kaliteli... Yenilikler 11 dakika önce 6 dakikada okunur Trump’ın Vergi Hamlesi Moda Tedarik Zincirlerini Yeniden Şekillendiriyor Türkiye, Fas ve Mısır Yeni Üretim Merkezleri Olarak Öne Çıkıyor Yazı: Ayşenur Ülvan Erkan Dünya moda sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın... ESG I Araştırma I Raporlar 9 saat önce 11 dakikada okunur İngiltere, Moda Sektöründeki “Yeşil Aklama” Çalışmalarına Yönelik Yasal Mücadele Başlattı Birleşik Krallık, 6 Nisan itibarıyla tüketici haklarını korumak adına önemli bir dönüm noktasına girecek. Yeni uygulamaya konan Dijital... ESG I Araştırma I Raporlar 13 saat önce 2 dakikada okunur Milenyum Kuşağı Sorumlu Tüketim Davranışları ile Perakende Sektörünü Dönüştürüyor Dünya genelinde perakende sektörünün dönüşümüne tanık olduğumuz şu günlerde, tüketici davranışları hızla yenileniyor. İkinci el moda... ESG I Araştırma I Raporlar 24 saat önce 4 dakikada okunur Mudo Re: Life Sürdürülebilirlikte Moda Sektörüne Yeni Bir Soluk Mu Getiriyor? Moda endüstrisi, sürdürülebilirlik kavramını uzun süredir gündeminde tutuyor. Ancak konu, yalnızca geri dönüştürülmüş materyaller... Projeler 2 gün önce 2 dakikada okunur Taipei Moda Haftası FW25‘e Sürdürülebilir Kapsül Koleksiyonlar Damgasını Vurdu Moda dünyası, son yıllarda sürdürülebilirlik ve yenilikçilik kavramlarını ön plana çıkararak, çevreye duyarlı ve yenilikçi tasarımlarla... Etkinlik 5 gün önce 2 dakikada okunur YKK®'nın Üçüncü Sürdürülebilirlik Dergisi Yayınlandı Kaynak: https://ykkdigitalshowroom.com/ YKK®, moda endüstrisine yön veren yenilikçi bağlantı çözümleriyle tanınmakla kalmayıp, aynı... ESG I Araştırma I Raporlar 5 gün önce 3 dakikada okunur Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Yeni sezonun en heyecan verici işbirliği, Coach ile vintage perakendeci Beyond Retro’nun ana şirketi Bank & Vogue arasında gerçekleşti.... Moda 24 Mar 3 dakikada okunur 1 2 3 4 5 Sürdürülebilir Projeler Mudo Re: Life Sürdürülebilirlikte Moda Sektörüne Yeni Bir Soluk Mu Getiriyor? Moda endüstrisi, sürdürülebilirlik kavramını uzun süredir gündeminde tutuyor. Ancak konu, yalnızca geri dönüştürülmüş materyaller... Projeler Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Yeni sezonun en heyecan verici işbirliği, Coach ile vintage perakendeci Beyond Retro’nun ana şirketi Bank & Vogue arasında gerçekleşti.... Moda ONTO Retail ile "Sanayiden Sanata" Projesi ONTO Retail, ÜÇGE Grup çatısı altında yer alarak TAİDER’in (Aile İşletmeleri Derneği) düzenlediği “Sanayiden Sanata” projesine katıldı ve... Projeler Lucy & Yak’ın Nöroçeşitlilik Haftası’nı Desteklemek için Sınırlı Sayıdaki Sürdürülebilir Koleksiyonu Piyasaya Sürdü Sosyal ve çevre bilinciyle tanınan İngiliz moda markası Lucy & Yak, 17-23 Mart tarihleri arasında kutlanan Nöroçeşitlilik Farkındalık... Projeler 1 2 3 4 5 Editörün Seçtikleri Mudo Re: Life Sürdürülebilirlikte Moda Sektörüne Yeni Bir Soluk Mu Getiriyor? Projeler Taipei Moda Haftası FW25‘e Sürdürülebilir Kapsül Koleksiyonlar Damgasını Vurdu Etkinlik Coach x Beyond Retro I Bank & Vogue Sürdürülebilir İşbirliği Moda DeFacto, Sorumlu Denim Üretimi ile 168 Ton Su Tasarrufu Sağladığını Açıkladı Moda 1 2 3 4 5

Hepsini Görüntüle
bottom of page