Alışkanlıklarımız Gardırobumuzu Nasıl Sabote Ediyor?
BiModaHayat
2 gün önce
3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 dakika önce
Döngüsel Modaya Giden Yol Davranışlarımızdan Geçiyor
Bazen bir tişört, bazen bir jean… Onlara alışıyor, yıprandığında çekmeceye itiyor ya da çöpe yolluyoruz. Oysa her parça, arkasında su kaynaklarından iş gücüne kadar sayısız görünmez iz bırakıyor. Peki ya size, giyinme şeklimizin geleceği kurtarabileceğini söylesek?
Rotterdam Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden davranış bilimci Prof. Dr. Mirella Soyer’e göre bu mümkün. Hem de düşündüğünüzden çok daha kolay bir şekilde.
Yeni Normlara Giden Yol “%25’lik değişim”
Araştırmalar, toplumun yalnızca dörtte birinin döngüsel davranışlara geçiş yapmasının yeni bir norm yaratmak için yeterli olduğunu söylüyor. Sürdürülebilir modayı benimseyen, daha az ama daha bilinçli tüketen bu grup, dalga etkisiyle büyük değişimlerin fitilini ateşleyebilir.
Rotterdam Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden Profesör Mirella Soyer’in araştırması ortaya çarpıcı bir gerçek koyuyor: tüketicilerin sadece yüzde 25’i döngüsel davranışlara geçerse, bu değişim toplumda yeni bir standart oluşturabilir—hatta moda endüstrisi için bile
Ve bu yalnızca bir ütopya değil. Profesör Soyer’in geliştirdiği Transsirküler Davranış Modeli, davranış değişimini mümkün kılan dört kilit faktöre dikkat çekiyor:
Teoriden Pratiğe: Soyer’in 4 Adımlı Modeli
Soyer, davranış değişimini hem şirket içinde hem de tüketicilerde tetikleyecek şu model önerisini sunuyor:
R-Merdiveni: Tüketicinin neyin sürdürülebilir olduğuna dair net bir çerçeveye ihtiyacı var. Ne alınmalı? Neyi reddetmeli? Bu soruların yanıtı ilk adımı oluşturuyor.
Fiziksel Çevre: Sürdürülebilir seçeneklerin ulaşılabilirliği, fiyatı, teknolojiyle desteklenmesi—örneğin daha yeşil kumaşlara erişim hâlâ zayıf. Bir ürün raflara girmezse, tercih edilmesi de mümkün değil.
Sosyal Çevre: TikTok influencer’larının ne giydiği, arkadaş sohbetlerinde hangi markaların konuşulduğu… Modada trend sadece tasarımla değil, sosyal kabulle de yazılıyor.
Zihinsel Çevre: Rakamlar, istatistikler evet önemli. Ama insanlar ancak kendilerine dokunan hikâyelerle harekete geçiyor. Giysilerimizle kurduğumuz duygusal bağ, bu dönüşümün temel taşı olabilir.
Uyumlu ve koordineli müdahalelerle, bu 4 bileşen döngüsel davranışın hızla yayılmasına zemin hazırlayabilir.
Davranış değişikliğinin döngüsel modeli - Mirella Soyer Kredi: Mirella Soyer
Moda Sektöründe Gerçekler: Dönüşüm Yavaş
Tekstil atıkları hâlâ sorun
AB’de yılda kişi başına yaklaşık 16 kg tekstil atığı oluşuyor; ancak yalnızca 4,4 kg’ı ayrı toplanıp değerlendiriliyor—geri kalan 11,6 kg çöpe gidiyor. Avrupa’da tekstil atığının yalnızca %12’si geri dönüşüm kotasına ulaşabiliyor .
Hollanda merkezli Bever Sport, kiralama, geri alım ve tamir hizmetleri sunarak bu modeli başarıyla uyguluyor; fakat hâlâ yeni satış büyümenin merkezinde .
“Mud Jeans”, “The New Optimist”, “Joline Jolink” gibi döngüsel moda markaları tanınıyor; ancak ölçek büyütmede zorlanıyorlar. Dev zincirler zincir modada gerekli rolü üstlenmiyor çünkü kâr baskısı çok yüksek
Yıkıma değil, bakım ve onarıma yönelim, tüketimi frenleyebilir: “Eşyalarımızın ömrü bizim elimizde” bakış açısı geliştirilmeli .
Politikalar ve Yasal Zemin
AB, 1 Ocak 2025 itibarıyla Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR)’yi zorunlu kılacak; markalar artık tekstilin tüm yaşam döngüsünden sorumlu olacak.
Bu yeni çerçeve, satılmayan ürünlerin yakılmasını yasaklayacak ve atık ihracatını sınırlayacak.
Tüketici Davranışları ve Normların Evrimi
Avrupa’nın 2030 hedefi yıllık 35 adet gardırop parçası ve %25 ikinci el satın alma öngörüyor. Ancak yapılan araştırmalar, “bilinçli tüketicilerin” bile çoğu zaman bu sınırı aştığını gösteriyor. Sebep mi? İkinci el ürün satın almak ya da kiralamak kimi zaman ters etki yapabiliyor—çünkü bu davranışlar daha fazla “hak edilmiş tüketim” algısı yaratabiliyor.
Soyer’in de belirttiği gibi, eşyaların zamanla yıpranmasını kabullenmek, her şeyin yeni ve kusursuz olması gerektiği düşüncesini sorgulamamıza yardımcı olabilir. Bu da sürekli yenileme ve tüketme alışkanlığımızı yavaşlatabilir.
Onararak Yaşamak Mümkün Mü?
Giysilerin yıpranması bir kayıp değil, bir seçim olabilir. Soyer bu duruma farklı bir pencereden bakmamızı öneriyor: “Yıpranma, nesnelerin ömrü üzerindeki kontrolümüzü hatırlatabilir.” Onarmak, temizlemek, yeniden sevmek... Moda, sadece yeniyle değil, sürdürülebilir olanla da heyecan yaratabilir.
Neden umut var?
Davranış bilimi: %25’e ulaşan kritik kitlenin döngüsel model için dönüm noktası olabilir.
Yasal düzenlemeler: AB’nin 2025 EPR hamlesi büyük bir eşik.
Teknolojik ilerleme: Elyaf ayırımı ve kimyasal geri dönüşüm projeleri (Circ, Circulose, Renewcell gibi) endüstriyi yeniden şekillendiriyor
Pazar dinamikleri: Rental ve ikinci el alanında artan aktivite, özellikle pandemi sonrası daha da güçlendi.
Büyük Oyuncular Nerede?
Mud Jeans, The New Optimist ve Joline Jolink gibi markalar sürdürülebilir modada öncüler. Ama bu isimlerin sayısı hâlâ çok az. H&M ve Zara gibi büyük zincirlerin daha cesur adımlar atması gerekiyor. Soyer’e göre, “Ticari baskılar ve hissedar beklentileri bu dönüşümün en büyük engelleri.” Öte yandan, Bever Sport gibi bazı perakendeciler geri alım, onarım ve kiralama modelleriyle fark yaratıyor.
Döngüsel moda, davranış değişikliğinin dört ayağıyla (model, çevre, sosyal, zihinsel) desteklenmeli. Yasal düzenlemeler hazırlık sürecine hız veriyor, ama dönüşümün gerçekmesi için sadece sistem değil, bireysel zihniyetler de değişmeli. Küçük eylemler bir araya geldiğinde—örneğin onarım, takas, kiralama ve ikinci el satın alma—moda endüstrisinin çarkı artık dönüşebilir. Hem birey hem kurum olarak atacağımız adımlar, bu uzun yolculukta kritik rol oynayacak…
Delegate Summary: Magazine-style Turkish article integrating current data on textiles and circular economy from EU and Mirella Soyer's model, highlighting behavior-change tipping points, barriers, policy, technology, and consumer trends with citations.
Kısa süre önce prestijli B Corp sertifikasını alan marka, şimdi de pamuklu tekstil atıklarını evsiz bireyler için hayat kurtarıcı rulo matlara dönüştüren bir geri dönüşüm programına katıldı.
Lüks moda markaları için sahte ürünlerle mücadele yeni bir mesele değil. Antik Roma döneminden bu yana, modanın olduğu yerde sahtecilik de oldu. Ancak küresel ticaretin dijitalleşmesi, e-ticaretin yükselişi ve sosyal medya üzerinden yapılan satışlar sahtecilik pazarını bugün hiç olmadığı kadar büyüttü.
Chanel’in bu kez podyumda değil, üretim sahnesinde attığı adım tam da buna işaret ediyor. Fransız moda devi, dairesel ekonomi vizyonunu güçlendiren yepyeni bir girişimle karşımızda: Nevold.
Kommentare