top of page

American Eagle ve Sydney Sweeney Kampanyasının Ardındaki Tartışmalar

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 4 Ağu
  • 2 dakikada okunur

"Harika Kotlar mı, Genetik Ayrıcalık mı?"


ree

Moda kampanyaları her zaman yalnızca kıyafet satmakla kalmaz; aynı zamanda bir dönemin ruhunu, toplumun nabzını ve kolektif bilinçaltını da yakalar. Ancak zaman zaman bu denge şaşar ve hedeflenen “oyunbazlık”, kamuoyunda öfke uyandıran sembollere dönüşebilir. American Eagle’ın Sydney Sweeney ile gerçekleştirdiği denim kampanyası da işte tam bu çizgide bir vaka örneği sunuyor: Neşeli bir kot pantolon tanıtımı mı, yoksa istemeden de olsa beyaz üstünlükçü çağrışımları tetikleyen bir dil sürçmesi mi?


Kampanya Nerede Başladı, Nerede Bitti?


Temmuz 2025’te lansmanı yapılan kampanya, Sweeney’i American Eagle kot pantolonları içinde, gündelik ve “yaramaz” bir enerjiyle sunuyor. Görsellerde ve videolarda dikkat çeken sloganlardan biri: “Sydney Sweeney’nin harika bir kotu var.” Bir başka videoda ise oyuncu, bir reklam panosuna kendi fotoğrafını yapıştırıyor; altında şu ifade yer alıyor: “Sydney Sweeney’nin harika genleri var.” Ardından “genleri” kelimesi üzeri çizilerek “kotu” ile değiştirilmiş.


Görünüşte masum bir kelime oyunu gibi duran bu ifade, kısa sürede sosyal medyada bir yangın başlattı. Kampanyada yer alan, mavi gözlü, sarışın, beyaz tenli bir oyuncunun “genetik özelliklerinden” söz edilmesi; özellikle “genetik” ve “güzellik” kavramlarının birbirine bağlanması, bazı izleyicilere göre tehlikeli bir geçmişin kapılarını aralıyor.


İma mı, İhmal mi?


Özellikle eleştirmenler, bu söylemin öjeni (eugenics) ile olan tarihsel bağlantısını sorguluyor. 20. yüzyılın başında, özellikle Nazi Almanyası tarafından desteklenen öjeni ideolojisi, “üstün genlere sahip insanlar” fikrini meşrulaştırmak için kullanılmıştı. Bugün hâlâ, beyaz, sarışın ve mavi gözlü bireylerin bu tip söylemlerle ön plana çıkarılması, geçmişin ırkçı anlatılarını çağrıştırabiliyor. Bu bağlamda, Sweeney’nin “Benim kot pantolonum mavi” diyerek genetik ve giyim tercihi arasında bağ kurması; ironik olduğu kadar rahatsız edici bulundu.


Sosyal medya kullanıcıları, kampanyayı "1930’ların gizli Almanya’sını yansıtan", “Nazi alt tonlu” bir estetikle ilişkilendirdi. Ayrıca, kampanyada Sweeney’nin bedenine odaklanan kamera açıları da “sahtekar erkek bakışı” (male gaze) üzerinden feminist bir eleştiriye maruz kaldı.


American Eagle'dan Açıklama: “Sadece Kot Pantolondu…”


Eleştirilerin hızla büyümesiyle birlikte American Eagle, 1 Ağustos’ta Instagram hesabından bir açıklama yayınladı. Marka, kampanyanın "her zaman kot pantolonlarla ilgili olduğunu" vurgularken, Sweeney’nin “kendini fazla ciddiye almayan enerjisinin” kampanyanın merkezinde yer aldığını belirtti. Jennifer Foyle’un ifadesiyle, kampanya “rahatlık, tavır ve biraz da yaramazlığın kazanan kombinasyonu” olmayı hedefliyordu.


Ancak eleştirmenler bu açıklamayı yeterli bulmadı. Moda endüstrisinde “temsil” konusunun bu kadar önemli olduğu bir dönemde, özellikle farklı ırk ve beden temsillerinin hâlâ sınırlı olduğu ana akım kampanyalarda, böyle sembolik detaylar gözden kaçmıyor.


Moda Kampanyaları Sadece Moda ile İlgili Değildir


Sydney Sweeney’nin kendisi bu tartışmalara doğrudan bir yanıt vermemiş olsa da, kariyeri boyunca “komşu kızı” imajıyla ana akım medyada konumlanması, kampanyanın aldığı tepkilerle birleşince, moda sektörünün toplumsal sorumluluklarına dair önemli soruları yeniden gündeme taşıyor.


Modada kelime oyunları, mizah ve ironik dil kullanımı elbette yeni değil. Ancak bu dilin geçmişte nasıl kullanıldığı, kimleri kapsayıp kimleri dışladığı gibi sorular da her geçen gün daha fazla soruluyor. Bu noktada American Eagle gibi kitlesel markaların, kampanyalarında sadece moda değil, dil ve tarih bilincini de göz önünde bulundurması bekleniyor.


Sadece Kot Pantolon Değildi


American Eagle ve Sydney Sweeney kampanyası, “basit bir kot reklamı” olmanın çok ötesinde semboller barındırıyor. Her ne kadar marka kampanyayı hafif, eğlenceli ve şakacı bir üslupla tasarladığını söylese de, tüketicilerin bu içerikleri çok daha geniş bir toplumsal bağlamda değerlendirdiği günümüzde, markaların sözlerinin nereye gideceğini dikkatle tartması gerekiyor.


Moda, sadece giyilen değil, aynı zamanda temsil edilen bir şeydir. Ve her temsil, bir anlam yaratır — özellikle de o anlam, yıllarca bastırılmış ya da travmatik geçmişlerle örtüşüyorsa.

 

Yorumlar


Top Stories

1/54
bottom of page