top of page

Marmara Denizi Müsilaj ile Boğuluyor!

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 3 Haz
  • 3 dakikada okunur

Parlak yaz koleksiyonları vitrinlerde parıldarken, gözümüz denize, kumsala, güneşe kayıyor. Ama bir soruyla karşılaşıyoruz: Ya deniz artık nefes alamıyorsa?


Son yıllarda Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan yapışkan, bulanık, sümüksü o madde… işte karşınızda müsilaj. Ve bu yalnızca çevre haberlerinin konusu değil — bu, hepimizin hikâyesi. Dahası, modanın da parçası olduğu bir çevresel çığlık.

Müsilaj ⚠️ Mucilage Hazard in Marmara Sea - fotoğraf: @sebnemcoskun @anadoluajansi @sahikaercumen
Müsilaj ⚠️ Mucilage Hazard in Marmara Sea - fotoğraf: @sebnemcoskun @anadoluajansi @sahikaercumen

Geçtiğimiz hafta, Dünya serbest dalış rekortmeni @sahikaercumen müsilaj sorununa dikkat çekmek amacıyla Marmara Denizi’ne tek nefesle dalış yaptı ve dikkat çeken görüntüleri, "Bu, denizin yardım çığlığı… Adı: Musilaj. Sebebi: Biziz." diyerek sayfasında paylaştı.


Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Şebnem Coşkun ise bu anları görüntüledi. Bu çarpıcı karelerin sebebi neydi?


Müsilaj (Deniz Salyası) Nedir ve Nasıl Oluşur?


Bilimsel adıyla müsilaj, halk arasında daha çok bilinen adıyla “deniz salyası”, denizlerde yaşayan mikroskobik canlıların (fitoplanktonların) strese girip çevrelerine salgıladıkları yapışkan bir madde. Bu madde, onların korunmak veya besin bulmak için doğal savunma mekanizmaları. Aşırı çoğalma durumunda suyun yüzeyini kaplıyor, oksijen azalıyor, deniz yaşamı zarar görüyor, ekosistem bozuluyor.


Normalde doğanın kendini yenileme sürecinin bir parçası olsa da, son yıllarda özellikle Marmara’da bu durum anormal bir boyuta ulaştı.


Peki Bu Stres Neden Bu Kadar Arttı ve Marmara Denizi Neden Bu Kadar Etkilendi?


Son yıllarda özellikle 2021’de Marmara Denizi’nde ciddi bir müsilaj sorunu yaşandı. Neredeyse denizin tamamı bu yapışkan maddeyle kaplandı ve ekosistem büyük zarar gördü. Balıkçılar ağ atamaz hale geldi, deniz canlıları oksijensizlikten öldü.


Müsilajın bu kadar yaygın ve yoğun hale gelmesinde birçok etken var. Başta, arıtılmadan denize bırakılan evsel ve endüstriyel atıklar geliyor. İstanbul, Bursa, Tekirdağ gibi büyük şehirlerin yoğun nüfusu ve sanayisi, Marmara’yı yıllardır kirletiyor. Üstelik bu atıklar çoğu zaman “ön arıtma” bile görmeden doğrudan denize boşaltılıyor.


İkinci büyük sebep ise iklim krizi. Deniz suyu sıcaklıkları arttıkça, deniz içindeki canlı dengesi değişiyor. Marmara gibi su akışı zayıf, nispeten “kapalı” denizlerde bu değişim daha da etkili oluyor. Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege Denizi arasında yer alsa da, su sirkülasyonu oldukça zayıf. Yani kirli su kolay kolay dağılmıyor, içinde birikiyor.


Ve tabii ki, suya karışan aşırı miktarda azot ve fosfor… Ki bunlar genellikle tarım ilaçları, deterjanlar ve endüstriyel atıklardan kaynaklanıyor. Gübreler, deterjanlar, evsel atıklar ve fabrika suları... Hepsi denize azot ve fosfor taşıyor. Bu da fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden oluyor. Bu aşırı çoğalma, sonunda müsilajı tetikliyor.


Moda Sektörü Tüm Bunların Neresinde?


Şaşırtıcı ama gerçek: moda dünyası bu hikâyenin tamamen dışında değil. Hatta tekstil sektörü, özellikle Marmara Bölgesi’nde oldukça yoğun faaliyet gösteren bir endüstri. Özellikle boya ve kimyasal işlem gören kumaş üretiminde kullanılan sular, yüksek miktarda kimyasal madde içeriyor. Kumaşlar renklendirilirken, yumuşatılırken ve işlenirken kullanılan birçok kimyasal madde, yeterince arıtılmadan atık su yoluyla denize karışıyor. Bu atıklar yeterli şekilde arıtılmadan denize verildiğinde, suyun dengesini bozuyor, canlı yaşamını tehdit ediyor ve fitoplanktonların aşırı çoğalmasına zemin hazırlıyor.


Diğer etkisi ise Su Tüketimi!


Bir jean pantolonun üretimi için yaklaşık 10.000 litre su harcanıyor. Bir tişörtte ise ortalama 2700 litre... Bu devasa su kullanımı, yalnızca kaynakları tüketmekle kalmıyor, aynı zamanda suya karışan atıkların miktarını da artırıyor. Türkiye’deki birçok tekstil fabrikası, özellikle Marmara havzasında yer aldığı için bu kirli su doğrudan denize karışabiliyor.


Hızlı Moda'nın Etkisi Büyük!


Her hafta yenilenen koleksiyonlar, tüketiciyi “yenisini al” kültürüne yönlendirirken, üretim bantları da hiç durmadan çalışıyor. Bu da hem doğaya, hem su kaynaklarına daha fazla yük bindiriyor.


Sorumlu Moda, Temiz Gelecek


Moda sadece dış görünüş değil, aynı zamanda bir duruluş biçimidir. Bugün tercih ettiğiniz tişörtün etiketi sadece fiyatını değil, doğaya olan etkisini de taşıyor olabilir. İşte bu yüzden sürdürülebilir markaları tercih etmek, zamansız parçaları giymek, ikinci el ürünleri değerlendirmek her zamankinden daha kıymetli.

Denizler sadece tatil fotoğraflarının fonu değil, gezegenin yaşam kaynaklarından biri. Onları korumak için yalnızca çevrecilerin değil, modaseverlerin de sorumluluğu büyük.


Comments


Top Stories

1/45
bottom of page