Sessiz Lüksün Sert Verisi "The Row, İkinci Elde Neden Bu Kadar Güçlü?"
BiModaHayat
5 gün önce
3 dakikada okunur
İkinci el lüks pazarında bazı markalar var; trendler her sezon değişse de onlar hep bir “referans” olarak kalıyor: Hermès, Goyard… Ve artık bu listeye daha yüksek sesle eklenen bir isim var: The Row. Son haftalarda konuşulanın nedeni de Rebag’in 6. yıllık Clair Report’unda (10 Aralık 2025) ortaya çıkan tablo. Rapora göre The Row çantaları 2025’te ortalama %97 değer koruma gösteriyor. Yani pek çok model, ikinci elde ilk satış fiyatına neredeyse hiç “dokunmadan” el değiştiriyor.
Burada küçük ama kritik bir ayrım var. Söz konusu olan metrik “sadakat oranı” değil; ürünün, perakende fiyatına kıyasla ikinci elde değerini ne kadar koruduğu. Rebag’in “unicorn” olarak adlandırdığı kategori ise bu değeri %85 ve üzeri seviyede koruyan markalar için kullanılan bir eşik.
“Unicorn” kulübüne The Row girdi. Ama bu bir trend hikâyesi değil, piyasa sinyali
Rebag’in açıklamasına göre 2025’te küresel tarife değişimleri ve tüketici davranışları, lüks yeniden satış için “tanımlayıcı” bir yıl oldu. Birincil pazarda (boutique fiyatlarında) artışlar, daha fazla tüketiciyi ikinci ele yöneltti. Rapor da bu hareketi, Rebag’in Clair adlı değerleme endeksiyle, birincil ve ikincil pazarlardan “milyonlarca veri noktası” üzerinden okuyor; ayrıca raporun, son 12 aya (trailing 12 months) dayandığı belirtiliyor.
Bu çerçevede The Row’un %97’si “şaşırtıcı” gibi görünse de, aslında 2024’ten beri güçlenen bir dinamiği teyit ediyor. Tüketiciler logosuz, sade, çok iyi malzeme ve işçilik vurgusu yapan “quiet luxury” estetiği artık yalnızca bir stil tercihi değil; ikinci elde “nakde dönme” kabiliyeti yüksek bir kategori olarak tercih ediyor.
Model bazında hikâye daha da ilginç. Bazı The Row çantaları perakendenin üstüne çıkıyor
Ortalama %97, “genel performans” demek. Asıl vurucu olan, bazı modellerin perakende fiyatını aşması:
N/S Park Tote: %146
Margaux Tote: %107
Half Moon omuz çantası: %106
Rebag’in 6. yıllık Clair Report
Bu sayılar aslında bize şunu söylüyor: İkinci el alıcısı yalnızca “marka”ya değil, belirli forma ve kullanım senaryosuna yatırım yapıyor. Gündelik hayatta sürekli taşınan, stil olarak “zamansız” kalan, logoyla bağırmayan parçalar, tam da bu yüzden, ikinci elde daha geniş bir alıcı havuzuna açılıyor.
Peki zirve kimde? Hermès yine “kendi ligi”nde
Raporun en sert verisi hâlâ Hermès’de. Hermès, 2025’te ortalama %138 değer koruma ile liderliği yeniden alıyor; bu da bir önceki yıla göre %38 artış olarak aktarılıyor.
Üstelik Rebag, Birkin üzerine 10 yıllık bir analiz de paylaşıyor. 2015’ten bu yana Birkin’in yeniden satış değerleri %92 artarken, Hermès’in kendi perakende fiyat artışı %43 seviyesinde kalmış durumda.
Model tarafında “ikonların ikonu” tablosu daha da net.Hermès'te Kelly Mini II, %282'lik etkileyici bir oranla liderliği ele geçiriyor. Bunu %183 ile Birkin Sellier ve %137 ile Constance takip ediyor. Kelly, Birkin, Evelyne, Constance To Go ve Picotin gibi ikonik modellerin tümü, ortalama değerlerinin %110'unu aştı.
Bu bölüm, ikinci el pazarının temel kuralı olan, arz kısıtı, yüksek talep, uzun bekleme listeleri ikinci elde premium değer artışı getirdiğini gösteriyor.
Goyard, Sessiz ama agresif bir değer dili
Hermès’in hemen arkasında Goyard var. Rebag’in duyurusuna göre 2025’te %132 değer koruma ve 2024’e kıyasla %28 artış kaydediyor. Bu, Goyard’ın “ikonik” çizgisinin (ve kıtlığının) artık daha geniş bir yatırım algısına oturduğunu gösteriyor. Sadece klasik modeller değil, daha az bilinen tasarımlar da talep görüyor.
Miu Miu Mağazalarındaki Popülarite İkinci Ele Gecikmeden Yansıyor
Hızlı yükselişin bir diğer adı Miu Miu. Rebag’in 2025 verisinde marka %104 ortalama değer koruma ile kendi tarihindeki en iyi performansını yakalıyor.
Bu “ısının” sadece pazar verisi olmadığını, kültürel görünürlükle de desteklendiğini Lyst Index’te görüyoruz. 2025’in Q3 listesinde Miu Miu #2, The Row ise #4 sırada.
Öne çıkan Miu Miu modelleri arasında Rebag özetlerinde Logo Drawstring Bucket Bag ve Aventure Tote adı geçiyor.
Bu tablo bize ne anlatıyor?
Son haftalardaki haber akışı, ikinci el lüksün artık “alternatif alışveriş” olmanın ötesine geçtiğini söylüyor. Birincil pazarda fiyatlar yükseldikçe, ikincil pazar daha fazla kişi için “erişim kanalı” oluyor. Bazı markalar içinse bu pazar, marka gücünün en çıplak ölçümü haline geliyor.
The Row özelinde, hikâyenin kalbinde tek bir kelime var: güven. Logoya değil kaliteye yaslanan estetik; “bu parça seneye de, beş sene sonra da çalışır” hissi; daha az gürültü, daha çok kullanım… İkinci el piyasası tam da bu sakinliği seviyor. Çünkü sakin parçalar, daha çok dolapla uyum sağlıyor; daha çok dolap da daha çok alıcı demek.
Elbette dipnotu da unutmamak gerek. Değer koruma oranları; kondisyon, renk, beden/ölçü, aksesuarların tamlığı, bölgesel talep ve platform komisyonlarıyla ciddi şekilde değişebilir. Bu raporlar “yatırım tavsiyesi” değil; ama tüketici arzusunun nereye aktığını çok iyi gösteren bir termometre.
Moda sektöründe sürdürülebilirlik artık yalnızca iyi niyet beyanlarıyla taşınan bir hikâye değil; ölçülen, izlenen, doğrulanan ve değer zinciri boyunca kanıtlanabilen bir performans alanı. Tam da bu yüzden “veri”, son dönemin en kritik kelimesi haline geldi.
Avrupa’da ikinci el artık “alternatif” değil; giderek daha fazla tüketici için ana alışveriş kanalı. Bir yanda ekonomik baskılar, diğer yanda “dolapta atıl kalan” ürünlerin nakde ve dolaşıma dönmesi fikri… Bu iklimde Vinted hâlâ oyunun en büyük sahnesi. Ama Helsinki merkezli Bought’un iddiası, rekabeti “daha fazla ilan / daha düşük komisyon” çizgisinden çıkarıp kolaylık ve hız eksenine taşıyor.
ABD’de tarifelerin 2025 boyunca ortalama tarife oranını keskin biçimde yukarı çektiğine dair ölçümler ve 2026’ya sarkan belirsizlik, markaların maliyet denkleminde yeni bir sayfa açtı. “niyet” yılı değil; altyapı yılı olacak.
Gebze’deki Yenileme Merkezi’nde bugüne kadar 3 milyondan fazla moda ürününü yeniden dolaşıma sokan nivo, döngüsel iş modelini bu kez B Corp sertifikası ile tescilledi.
Yorumlar