Kutlama sezonu, takvimdeki birkaç haftaya sığan büyük bir tüketim dalgası yaratıyor. Ve bu dalga, hediyeleşmenin duygusunu büyütürken atık miktarını da şişiriyor. Birleşik Krallık’ta Noel döneminde yaklaşık %30 daha fazla atık üretildiği, resmi kurumların da altını çizdiği bir gerçek.(1)
Bu artış yalnızca ambalajdan ibaret değil. “Tek kullanımlık neşe” diyebileceğimiz bir döngü var. Düşük kaliteli hediyeler, bir kez giyilip rafa kalkacak “tema” ürünleri, iade edilen ama yeniden satılmayıp yakılan/çöpe giden alışverişler…
Ne Kadar Büyük Bir Sorundan Bahsediyoruz?
“Normal”in üstüne %30’luk Bir Artış
Birleşik Krallık hükümeti, yılın bu döneminde yaklaşık %30 daha fazla atık oluştuğunu belirtiyor.
“İstenmeyen Hediye” Ekonomisi
eBay ve TNS’in paylaştığı araştırmaya göre Britanya’da (veri yılı itibarıyla) yaklaşık £700 milyon değerinde Noel hediyesi “istenmeyen” kategorisine düşüyor. Bu hediye fazlası, çoğu zaman dolaplarda bekliyor; bir kısmı tekrar el değiştiriyor; bir kısmı da çöpe gidiyor. (2)
Ayrıca Guardian’ın haberinde, istenmeyen Noel hediyelerinin yaklaşık £42 milyonluk kısmının her yıl çöplüğe gittiğine dair tahmin de yer alıyor.
İade dalgası: “Geri gönderme” masum değil
ABD’de perakendeciler, 2025 kış tatil sezonu satışlarının %17’sinin iade edilmesini bekliyor.(3) İade; ekstra kargo, ekstra paketleme, ekstra ayrıştırma ve çoğu zaman yeniden satışa dönemeyen ürün demek. “Tüketim”e bir de “ters lojistik” ekleniyor.
Moda özelinde tablo daha da çarpıcı. British Fashion Council’in (BFC) duyurduğu çalışmaya göre, Birleşik Krallık’ta iade süreçleri 2022’de 750.000 ton CO₂ emisyonu ile ilişkilendiriliyor; ayrıca 23 milyon giysi çöplüğe ya da yakmaya gitmiş durumda. (4)
İade/elde kalan tekstilin nasıl işlendiğine dair açık veri ve şeffaflık eksik. Bu yüzden 2024-2025 yılı verileri toplam hacim ve etki çoğu yerde “tahmin/model” ile çıkıyor ve belirsizlik yüksek.
2024–2025 için “benzer” güncel çerçeve ne söylüyor? (Avrupa ölçeği)
Birleşik Krallık’a özgü 2024–2025 güncellemesi kamuya açık şekilde aynı formatta bulunmasa da, Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) 2024 brifingi, iade ve imha ölçeğini anlamak için önemli bir çerçeve sunuyor. Brifinge göre online giyimde ortalama iade oranı yaklaşık %20; yani her 5 üründen 1’i geri dönüyor. Daha da çarpıcı olan ise, online satın alınıp iade edilen ürünlerin %22–43’ünün (ortalama yaklaşık üçte birinin) “yok edildiğine” dair tahminler. EEA ayrıca Avrupa’da piyasaya sürülen tekstillerin %4–9’unun, henüz “kullanım” aşamasına bile gelmeden (kullanım öncesi) yok edildiğini belirtiyor. Bu veriler UK-özel değil; ancak 2024 itibarıyla “iade–imha” döngüsünün Avrupa genelinde ne kadar büyük bir yük yarattığını güncel bir referansla görünür kılıyor.(5)
“Bir Kez Kullan, Bitir” Kültürü Neden Bu Kadar Hızlandı?
Bu kültürün bu kadar hızlanmasının temelinde, kutlama döneminin artık bir “alışveriş sezonu” gibi tasarlanması yatıyor. Promosyonlar erken başlıyor, geri sayım dili (“son 24 saat”, “stoklar tükeniyor”) karar verme süresini kısaltıyor, hızlı teslimat ise beklemeyi ortadan kaldırıp satın almayı neredeyse refleks hâline getiriyor.
Bu hızın üstüne sosyal medya ve çevrenin görünmez baskısı ekleniyor; hediye, ilişki kuran bir jest olmaktan çıkıp “ne kadar çok aldığın” ve “paketin ne kadar dolu göründüğü” üzerinden performansa dönüşüyor. Böylece “işe yarasın” duygusu yerini “gösterişli olsun” ihtiyacına, “uzun ömürlü olsun” fikri yerini “o an mutluluk versin” arzusuna bırakıyor. Kutlama bitince de bu hızla alınan ürünlerin önemli bir kısmı ya iade trafiğine giriyor ya dolaplarda atıl kalıyor; geriye biriktirilmiş ambalaj, taşınmış-katlanmış paketler ve kısa ömürlü eşyaların yarattığı büyük bir atık yükü kalıyor.
Ama bu hikâyeyi yeniden yazmak bizim elimizde. Noel’i daha fazla paket, daha fazla alışveriş ve daha fazla “tek kullanımlık mutluluk” üzerinden değil; daha az ama daha anlamlı seçimler üzerinden kurabiliriz. Hediye verirken niyeti merkeze almak, hem bütçeyi hem de gezegenin yükünü hafifletir: ihtiyaç odaklı, uzun ömürlü, onarılabilir, ikinci el ya da upcycle seçeneklere yönelmek; yerel zanaatkârları ve bağımsız markaları desteklemek… Kısacası, tüketimi körükleyen dev düzeneklere “hayır” derken, emeği görünür kılan, adil üretimi savunan ve gerçek değeri büyüten bir hediyeleşme kültürünü “evet” diyerek seçebiliriz.
Yorumlar