Dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler, iklim değişikliğinin etkilerini artık yalnızca haberlerde değil, günlük yaşamlarında da doğrudan hissediyor. Getty Images’ın Temmuz 2022 ile Temmuz 2024 arasında dünya çapında 5.300 ila 7.000 katılımcıyla yapılan anketlere dayanan yeni rapor, tüketicilerin çevreye karşı olan kaygılarının hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu ve markalardan bu krize karşı daha şeffaf, anlamlı ve gerçekçi adımlar beklediklerini ortaya koyuyor. Rapora göre tüketicilerin %82’sinin şirketlerin net ESG yönergelerine ve uygulamalarına sahip olmasını istediğini belirtiyor.
İklim Krizi Tüketicilerin Gündeminde İlk Sırada
Rapora göre küresel tüketicilerin %69'u iklim değişikliğinin yaşamlarını doğrudan etkilediğini düşünüyor. Katılımcıların %95’i çevre krizinden ciddi şekilde endişe duyuyor. Bu durum, sürdürülebilirlik konusunun artık bir tercihten çok zorunluluk haline geldiğini açıkça gösteriyor.
Tüketicilerin Markalardan Beklentisi Samimiyet ve Eylem
Ankete katılanların %86’sı, işletmelerin kaynaklarını yalnızca kâr amacıyla değil, aynı zamanda toplumu ve çevreyi iyileştirmek için kullanması gerektiğine inanıyor. Bununla birlikte, katılımcıların üçte ikisi, şirketlerin sürdürülebilirliğe olan bağlılığının samimi olmadığından şüphe ediyor.
Özellikle ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) uygulamalarına olan ilgi artıyor. Tüketicilerin %82’si, şirketlerin net ESG hedefleri ve uygulamalarına sahip olmasını bekliyor.
Yeşil Sessizlik Dönemi ve Görsel Temsil Krizi
Raporda dikkat çeken bir başka konu ise “yeşil sessizlik” kavramı. Şirketler, yeşil aklama suçlamalarından kaçınmak adına sürdürülebilirlik mesajlarını daha soyut ve dolaylı yollarla vermeye başlamış durumda. Ancak bu yaklaşım, tüketicilerin güvenini kazanmakta yetersiz kalıyor.
Katılımcıların %81’i, iklim krizinin doğrudan çevresel etkilerini gösteren şeffaf ve gerçekçi görseller görmek istiyor. Üstelik tüketicilerin %55’i, görsellerin ve mesajların iyimser vaatler yerine, hareketsiz kalmanın yaratacağı olumsuz sonuçlara odaklanmasını tercih ediyor. Araştırmaya katılanların %75 ‘i ise şirketlerin ve hükümetlerin iklim değişikliğine nasıl müdahale ettiğini gösteren görseller talep ediyor
Görsel Dil Nasıl Değişiyor?
2000'li yılların başında buzullar ve kutup ayıları ön plandayken;
2018-2022 arasında sel, yangın ve göç temaları baskın hale geldi.
Son dönemde ise yeşil enerji, teknoloji ve iklim çözümlerine yönelik daha soyut imgeler ön plana çıkıyor.
Getty Images verilerine göre, 2024 yılında “sürdürülebilirlik” aramaları %21 azalırken, “çevre koruma” aramaları %12 arttı. Yenilenebilir enerjiye yönelik aramalar, özellikle “enerji verimliliği”, “enerji dönüşümü” ve “hidrojen enerjisi” terimlerinde ciddi artış gösterdi. Bu artışın özellikle son 10 yılda yaklaşık %300 arttığını belirtiyor.
Yeşil Aklamaya Karşı Artan Tepkiler
Raporda çarpıcı bir bulgu daha var: Tüketicilerin %76’sı, “yeşil” etiketinin yalnızca bir pazarlama taktiği olduğuna inanıyor. Bu, markaların yalnızca söylemle değil, somut eylemlerle sürdürülebilirliği sahiplenmesi gerektiğini açıkça gösteriyor.
Yapay Zeka: İklim Krizinin Çözümünde Umut ve Endişe
İlginç bir şekilde, tüketiciler yapay zekanın sürdürülebilirlikte oynayacağı rol konusunda iyimser. Katılımcıların %83’ü, yapay zekanın iklim krizine çözüm sunabileceğine inanıyor. Özellikle:
gibi alanlarda AI’dan umutlular.
Ancak burada da çelişki var. Ancak raporda Raporda AI’nın büyük karbon ayak izi yarattığına dikkat çekiliyor ve şirketleri uyarıyor: "AI destekli çözümleri anlatırken teknolojinin çevresel maliyetini de göz önünde bulundurun."
Sonuç: Samimiyet ve Eylem Çağrısı
Getty Images’ın kreatif başkan yardımcısı Rebecca Swift’in de belirttiği gibi: "Ticari sürdürülebilirlik, kültürel aciliyet dönemlerinde yükselir, ekonomik belirsizlik dönemlerinde geri çekilir. Şu anda geri çekilme dönemindeyiz, ama tüketici beklentileri hiç olmadığı kadar yüksek." Bu nedenle Tüketicilerin beklentisi net.
Tüketiciler, artık çevre dostu söylemlerle kandırılmak istemiyor. Marka imajının sürdürülebilir olabilmesi için, yalnızca doğa temalı reklamlar yetmiyor. Somut veri, görünür değişim ve gerçek katkı bekleniyor. Gerçekçi, şeffaf ve etkili bir sürdürülebilirlik anlatısı, markaların hem güven kazanmasını hem de kalıcı bir etki yaratmasını sağlayacak.
Peki Marka Olarak Ne Yapabilirsiniz?
· Eylemlerinizi ölçün ve raporlayın.
· Görsel iletişimde soyut imgeler yerine somut çözümleri vurgulayın.
· Yeşil aklamadan kaçının, ama yeşil sessizliğe de gömülmeyin.
· Yapay zekayı kullanırken karbon ayak izini minimize eden yöntemlere yatırım yapın.
Yorumlar