top of page

Giysi Kalitesini Fiyat Değil, Tasarım ve Üretim Aşaması Belirliyor

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 1 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Kıyafet seçiminde tüketicilerin sıkça başvurduğu bir varsayım var: "Pahalı olan daha kalitelidir." Ancak Leeds Üniversitesi'nin son çalışması, bu ön kabulü sarsacak nitelikte bulgular ortaya koydu. İngiltere merkezli bu araştırmada, farklı fiyat segmentlerinden seçilen 47 tişört incelendi ve ürünlerin dayanıklılığı ile fiyatları arasında doğrudan bir ilişki olmadığı tespit edildi.


ree

Araştırmada, en düşük fiyatlı seçeneklerden lüks segmentteki ürünlere kadar geniş bir yelpazeye yayılan tişörtler; kumaş yapısı, dikiş kalitesi, Elastikiyet ve esneme dayanımı, yıkama sonrası çekme oranı ve yıkama sonrası deformasyon ve renk solması gibi birçok fiziksel özellikle değerlendirildi. En kritik testlerden biri ise, her bir ürünün, 30 derecede toplam 50 kez yıkanarak zamana karşı ne kadar dayanıklı oldukları test edilmesiydi.


Şaşırtıcı Bulgular

Yapılan testler, yüksek fiyatın kalite anlamına gelmediğini bilimsel olarak doğruladı.


En dayanıklı bulunan tişörtlerden biri yalnızca 28 pound gibi orta segmentte bir fiyata sahipti. Üstelik, en iyi performans gösteren ilk on ürün arasında, altı tanesinin satış fiyatı 15 pound’un altında bir fiyata sahipti.

Araştırmacılar ayrıca %100 pamuklu tişörtlerin genel olarak uzun ömürlü olduğunu ancak yıkama sonrası çekmeye daha yatkın olduklarını belirledi. En dayanıklı ilk on modelden dördünün %100 pamuk içerdiği görüldü. Bu da pamuk kumaşın hala güçlü bir seçenek olduğunu, ancak doğru üretim teknikleriyle desteklenmesi gerektiğini ortaya koydu.


Sürdürülebilirlik İçin Kalite Erişilebilir Olmalı


Araştırmayı yürüten uzmanlardan Dr. Eleanor Scott,

“Moda endüstrisinde döngüselliğin etkili olabilmesi için ürünlerin fiziksel olarak uzun ömürlü olması gerekiyor” diyor. Dayanıklı kıyafetlerin yalnızca daha uzun süre giyilmekle kalmadığını, aynı zamanda ikinci el, bağış veya yeniden kullanım gibi sürdürülebilir kanallarda da varlık gösterdiğini vurguluyor.

Scott’a göre bu çalışma, sürdürülebilirliğin yalnızca yüksek gelirli bireylerin erişebileceği bir ayrıcalık olmadığını; doğru üretim, iyi tasarım ve sorumlu materyal seçimiyle her fiyat noktasında mümkün olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu bulgular, döngüsel moda yaklaşımı açısından önemli veriler sunuyor. Fiziksel dayanıklılığın, hem yeniden kullanım hem de ikinci el piyasalarının sürdürülebilirliği açısından temel bir faktör olduğuna dikkat çekiliyor.

Araştırmanın bir diğer önemli sonucu ise sürdürülebilirliğin yalnızca yüksek gelir grubuna hitap eden bir lüks olmadığını ortaya koyması. Kaliteli ve uzun ömürlü ürünlere, her fiyat seviyesinde ulaşmanın mümkün olduğu vurgulanıyor.


Avrupa Moda Sektörüne Zamanlı Bir Uyarı

Araştırmanın yayınlandığı dönem de oldukça dikkat çekici. Avrupa tekstil endüstrisi, şu sıralar Uzak Doğu menşeli, düşük fiyatlı ve genellikle kısa ömürlü ürünlerin pazarı istila etmesinden endişe duyuyor. Bu bağlamda Leeds Üniversitesi’nin çalışması, kaliteyi ön planda tutan üreticiler için hem tüketici bilinci yaratma hem de regülasyonları yönlendirme açısından önemli bir kaynak oluşturuyor.


Ayrıca Avrupa Birliği'nin tekstil ürünlerinin sürdürülebilirliğini değerlendirirken yalnızca geri dönüştürülmüş içerikleri değil, fiziksel dayanıklılığı da dikkate alan yeni standartlara yönelmesi, bu araştırmanın sonuçlarıyla doğrudan örtüşüyor.


Yorumlar


Top Stories

1/56
bottom of page