top of page

Avrupa Birliği’nin Tekstil Atık Yasası Çıktı! Tekstil Atıklarının Bedelini Markalar Ödeyecek

  • Yazarın fotoğrafı: BiModaHayat
    BiModaHayat
  • 6 saat önce
  • 2 dakikada okunur

Avrupa Birliği yıllardır tartışılan bir kararı sonunda aldı: Markalar artık sattıkları kıyafetlerin, ayakkabıların ve ev tekstili ürünlerinin ömrü dolduğunda geride bıraktıkları atığın bedelini ödemek zorunda kalacak.


ree

Yeni kabul edilen genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) yasası, markaları, perakendecileri ve hatta AB dışındaki çevrimiçi satıcıları kapsıyor.


Kısaca: Ürettiğin kadar sorumlusun. Atıkların toplanması, ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi artık şirketlerin kasasından çıkacak.


Neden bu kadar önemli?


  • İlk kez markalar, ne kadar üretim yaptıklarını açıklamak zorunda kalacak. Moda sektöründe yıllardır gizli tutulan bu veri, çevresel etkinin doğru hesaplanması için kritik.

  • EPR ücretleri, daha güçlü bir toplama ve geri dönüşüm altyapısı kurulmasına kaynak sağlayabilir.

  • Tasarım aşamasında daha dayanıklı, onarılabilir ve geri dönüştürülebilir ürünleri teşvik etme ihtimali var.


Peki sorun nerede?


Henüz yolun başındayız.

  • Belirsizlik çok: Hangi ürünün “sürdürülebilir” sayılacağı, ücretlerin nasıl hesaplanacağı belli değil.

  • Parçalanma riski yüksek: 27 üye devletin her biri kendi ücret ve raporlama kurallarını belirlerse, markalar için karmaşık ve maliyetli bir tablo çıkacak.

  • Küresel adalet endişesi: Or Vakfı gibi kuruluşlar, EPR paralarının Avrupa’da kalıp, düşük kaliteli ikinci el kıyafet ihracatını sübvanse etmesinden kaygılı. Bu da “atık sömürgeciliğini” derinleştirebilir.

  • Yavaş ilerleme: Yasayı tam anlamıyla sahada görebilmemiz için 2028’i beklememiz gerekecek. Bu sürede milyonlarca ton tekstil yakılmaya veya gömülmeye devam edecek.


İleriye bakış


Bazı uzmanlar, “kusurlu da olsa bir şey başlatmak, hiçbir şey yapmamaktan iyidir” diyor. Diğerleri ise “zayıf yasalar geri tepebilir” uyarısında bulunuyor. Gerçekçi olalım: Mükemmel bir yasa neredeyse imkânsız. Lobi baskıları, farklı çıkarlar ve uzun müzakereler sonunda çıkan metinler genelde uzlaşmanın ürünü oluyor.


Bu yüzden asıl mesele, yasanın kabulünden sonra başlıyor.


  • Üye devletler uyum sürecinde ortak standartlarda buluşabilecek mi?

  • EPR gelirleri sadece Avrupa’da mı kalacak, yoksa küresel güneydeki atık krizine destek olacak mı?

  • Eko-modülasyon gerçekten sürdürülebilir tasarımı teşvik edebilecek mi?


AB’nin tekstil atık yasası, her ne kadar eksikleriyle eleştirilse de, moda sektörünü uzun zamandır beklenen bir gerçekle yüzleştiriyor: Sattığın ürünün yol açtığı atık senin sorumluluğunda.


Kusursuz mu? Hayır. Ama belki de gerçek dönüşüm, bu kusurları kabul edip üzerine inşa ederken gelecek. Siz ne düşünüyorsunuz?


Top Stories

1/52
bottom of page